Sivas'ta yaşayan 68 yaşındaki Ahmet Koç, adeta bir ömrü ağaçlara şekil vererek geçirdi. Çocuk yaşta adım attığı ve büyük bir tutkuyla bağlandığı mesleğini, ilerleyen yaşına rağmen ilk günkü heyecanla sürdürüyor.
Onun maharetli ellerinden çıkan hamur tahtaları, ekmek tahtaları, fırın kürekleri bir zamanlar mutfakların demirbaşıydı, şimdiyse kaybolmaya yüz tutmuş bir geleneğin son temsilcilerinden...
İlkokuldan bugüne uzanan bir tutku
Ahmet Koç'un hikayesi ilkokul çağlarında başlıyor. O yaşlarda çırak olarak girdiği atölyede mesleğin inceliklerini öğrenen Koç, askerlik görevini tamamladıktan sonra kendi iş yerini açarak ağaç işlemelerinin başına geçmiş.
"Eskisi gibi ilgi yok ama bırakmam!"
Ancak zaman değişti, teknoloji ilerledi ve mutfak alışkanlıkları farklılaştı. Ahmet Koç, bir zamanlar kapış kapış giden ürünlerine olan ilginin günümüzde oldukça azaldığını üzülerek dile getiriyor. "Eskiden çok yoğun ilgi görürdü" diyor ve ekliyor: "Artık sadece köylerden gelen hanımlar ve bu işe gerçekten ilgi duyanlar, meraklı olanlar alıyor."
Her tahtada yılların deneyimi var
Azalan talebe rağmen Ahmet Koç'un şevki kırılmamış. Onun için bu sadece bir geçim kapısı değil, aynı zamanda yaşatılması gereken bir kültür mirası. Ürettiği her bir tahtaya sadece şekil vermekle kalmıyor, yılların deneyimini, sabrını ve ustalığını da katıyor.
"Elimden geldiğince devam edeceğim"
Ahmet Koç, sağlığı elverdiği sürece bu mesleği ve geleneği sürdürmekte kararlı. "Elimden geldiğince devam ettireceğim" diyerek mesleğine olan bağlılığını ve bu kültürel değeri yaşatma arzusunu ifade ediyor.
Ahmet Usta'nın hikayesi, modern çağda kaybolmaya yüz tutan el sanatlarının ve onları inatla yaşatmaya çalışan ustaların sessiz ama değerli direnişini gözler önüne seriyor.