?Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.? ? Jack Kerouac. Bu sözle başlayalım bu haftaki yazıya. Bol bol gezdim ve bol bol şükrettim.
Yaşamadığın bir duyguyu, bir eylemi anlatması oldukça zor olur sanırım. O yüzden yaşamak lazım anlatmak için ve yazmak için :
Otuz altı yaşında biri olarak, yaşamı fark ettiğim andan bu yana aldığım her nefesin kadrini kıymetini biliyorum. Otuz dan sonra, sanki hayat daha güzel. Yirmili yaşlar, biraz yorucu: kim ne demiş ? Ne olmuş ? Acaba ne diyecekler ?
?Olanda da hayır var, olmayanda da demeyi? öğreniyorsun bir solukta ! Ruhun la bedenin aynı anda aynı yerde olmasının ne demek olduğunu öğreniyorsun. Ve senin hayat maceran da böylece başlıyor. Hissettiğini yaşamaya başladığın an !
Sonra yaşa !
Seyahat et !
Sokakları gez, yaşamları izle, içine çek ve şükret !
Her yaşanmışlık şehirlere dokunmuş sanki. Kimler gelmiş kimler geçmiş, ruhu var her mekanın. İnsan insandan öğrenir çoğu zaman. Ama şehir ve insan birleşince ayrı bir ahenk.
Biraz şehiri izle, biraz insanı!
Ve sokakları, yaşamı.
Tanımadığın insanlar arasında, nefes almak sanki daha rahat.
Şehirlerde kaybolmak ve kendini bulmak.
Sakin sessiz bir limanda deniz kabuğu toplamak, şifa olur yılların hüznüne !
Güneş sanki maviyi kıskanmış, mavinin üstünde bir gün batımı,
Ömür gibi,
Yaşam gibi,
Maviyle güneş iç içe,
Hayat gibi,
Su gibi,
Kulağın çınlar, ?yine dost andı dersin?, hep dost ansın.
Vazgeçtiklerin ile mücadele ettiklerin bak aynı safta !
Şimdi şehir ve insan aynı yerde,
Bakmasını bilirsen öğretecek çok şeyi var sana.
Bol seyahatli, günler temenlisiyle.
?Ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.? ? Andrew McCarthy
Seyehat etmek şifadır
Gülşah Akkaş Yaman
Yorumlar