Sivas'ın kalbinde, 14'üncü yüzyıldan günümüze uzanan tarihi bir tanık, Eretna Beyliği döneminin yadigarı Güdük Minare...
Alaeddin Eretna'nın oğlu Şeyh Hasan Bey için inşa edilen bu eşsiz kümbet, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda halk arasındaki ilginç inanışıyla da biliniyor: Dabaz Tekkesi. Ancak bir zamanlar "dabaz" derdine derman arayanların umut kapısı olan bu eser, şimdilerde kendi derdine düşmüş durumda ve bakımsızlıktan adeta yok olmayla yüz yüze.
"Dabaz oldum, oynamaz oldum..." manisiyle şifa aranan yer
Güdük Minare'nin "Dabaz Tekkesi" olarak anılmasının ardında ilginç bir halk inancı yatıyor. Mahalle sakinlerinden Hikmet Sarıkaya'nın anlattığına göre, yakın zamana kadar halk dilinde "dabaz" olarak bilinen ve kaşıntılı deri döküntülerine yol açan ürtiker hastalığına yakalananlar, şifayı bu kümbette arardı.
Hastalar, "Ben dabaz oldum, oynamaz oldum, el içine çıkamaz oldum" manisini söyleyerek türbenin etrafında yedi kez döner ve dertlerinden kurtulacaklarına inanırlardı.
Kare kaideden silindirik gövdeye Türk üçgenleriyle geçişi ve konik külahıyla minareyi andıran yapı, bu inançla Sivas halkının hafızasında özel bir yer edinmişti.
Vakıflar Haftası'nda içler acısı manzara: Tarih göz göre göre yok oluyor!
Ancak şifa dağıttığına inanılan bu tarihi mekanın bugünkü hali, görenlerin içini sızlatıyor. Daha önce de gündeme getirdiğimiz gibi, Güdük Minare kaderine terk edilmiş durumda. Çatı kısmında ağaç filizleri ve otlar bitmiş, duvarlarındaki taşlar dökülüyor.
Geçen zamana rağmen, dökülen birkaç taşın kaldırılması dışında yapıya hiçbir bakım veya onarım yapılmamış olması, çevredeki vatandaşları hem üzüyor hem de endişelendiriyor.
Hikmet Sarıkaya, "Buranın bakımı ne zaman yapılacak bilinmiyor. Tarihi yapının halini görüyorsunuz. Bu yapı, bu bakımsızlığa çok dayanmaz" diyerek yetkililere sesleniyor.
Tam da 6-12 Mayıs Vakıflar Haftası'nın kutlanmaya başlandığı, vakıf eserlerinin ve kültürel mirasın öneminin vurgulandığı bugünlerde, Güdük Minare'nin bu içler acısı hali Sivas'a yakışmıyor.
Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün, 7 asırlık bu değerli eseri kurtarmak için bir restorasyon planı olup olmadığı merak konusu. Sivaslılar, Dabaz Tekkesi'nin acı kaderine bir son verilmesini ve bu eşsiz mirasın gelecek nesillere aktarılmasını bekliyor.