Anadolu'nun kalbi Sivas, tarihin en dokunaklı trajedilerinden biri olan Büyük Çerkes Sürgünü ve Soykırımı'nın 161. yıl dönümünde anlamlı bir duruş sergiledi. Sivas Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, Çerkes halkının anavatanlarından koparıldığı ve binlerce masum insanın hayatını kaybettiği o kara gün unutulmadı. Belediye, "161 yıldır dinmeyen acı" başlığıyla yaptığı paylaşımla, yaşanan derin üzüntüyü bir kez daha Türkiye ve dünya kamuoyunun gündemine taşıdı.
"Acılarınızı Yüreğimizde Hissediyoruz"
Sivas Belediyesi'nden yapılan resmi açıklamada, Çerkes halkının yaşadığı büyük trajedinin altı çizildi. Açıklamada, "Bugün, Çerkes halkının anayurdundan koparıldığı, binlerce insanın hayatını kaybettiği Büyük Çerkes Sürgünü’nün 161. yıl dönümü. Yaşamını yitirenleri rahmetle anıyor; zorla yerinden edilen tüm Çerkes kardeşlerimizin derin acılarını yüreğimizde hissediyoruz" ifadelerine yer verildi. Bu sözler, Sivas şehrinin ve yerel yönetiminin, kardeş Çerkes halkının tarihi acısına ortak olduğunu ve bu trajediyi unutmadığını güçlü bir şekilde vurguladı.
Tarihin Hafızasından Silinmeyen Kara Leke: 21 Mayıs 1864
21 Mayıs 1864 tarihi, Çarlık Rusyası tarafından Kafkasya'da yaşayan Çerkes halkına yönelik uygulanan soykırım ve sürgün politikalarının zirveye ulaştığı bir dönemi simgeliyor. Yüz binlerce Çerkes, anavatanları Kafkasya'dan koparılarak Osmanlı toprakları başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına sürgün edildi. Bu acı dolu yolculuk sırasında açlık, hastalık ve insanlık dışı koşullar nedeniyle on binlercesi hayatını kaybetti. Sivas Belediyesi'nin bu önemli günde yaptığı anma, sadece bir hatırlatma değil, aynı zamanda bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması adına önemli bir farkındalık çağrısı niteliği taşıyor.
Sivas'ta Yankılanan Kardeşlik ve Dayanışma Mesajı
Sivas Belediyesi'nin 161. yıl dönümünde yaptığı bu açıklama, kentte yaşayan Çerkes kökenli vatandaşlar ve tüm Sivaslılar tarafından takdirle karşılandı. Tarihi acıların unutulmaması ve gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılmasının önemine dikkat çekilen bu tür anmalar, toplumsal hafızanın canlı tutulmasına ve farklı kültürler arasındaki kardeşlik bağlarının güçlenmesine katkı sağlıyor. Sivas'tan yükselen bu ses, Çerkes Sürgünü'nün sadece Çerkeslerin değil, tüm insanlığın ortak acısı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
