Sivas'ın Köklü Mirası Yeniden Gündemde: Kuzey Kafkas Kültür Derneği'nden Anlamlı Ziyaret
Sivas'ın zengin kültürel dokusunun önemli bir parçası olan Çerkes toplumu, Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği yöneticilerinin "Bizim Sivas" gazetesine gerçekleştirdiği ziyaretle bir kez daha gündeme geldi.
Dernek Başkanı Mehmet Fatih Özdemir, Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Yönetim Kurulu üyesi ve aynı zamanda Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği (SKKKD) Yönetim Kurulu Üyesi Zikrullah Talha Ölmez ile dernek yönetim kurulu üyesi Süheyla Şahin'in katıldığı buluşmada, Sivas'ın derin etnik kültürü ve Çerkes toplumunun kentteki yeri üzerine önemli değerlendirmelerde bulunuldu.
Sivas: 35 binden fazla Çerkes yaşıyor
Anadolu'nun kadim şehirlerinden Sivas, barındırdığı 35 bini aşkın Çerkes nüfusuyla Türkiye'nin önemli etnik kimlik merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle Yıldızeli, Şarkışla ve Kangal ilçelerinde yoğunlaşan 39 Çerkes köyü, bu köklü kültürün Sivas topraklarındaki canlılığını gözler önüne seriyor.
Ziyaret sırasında konuşan Dernek Başkanı Mehmet Fatih Özdemir, Sivas'ın tarihi ve coğrafi zenginliğinin tüm Sivaslılar tarafından paylaşıldığını belirterek, Çerkes halkının bu topraklardaki varlığının ardındaki acı dolu tarihe dikkat çekti.
Özdemir, "Tam 161 yıl önce atalarımız, anavatanları Kuzey Kafkasya'dan bu topraklara büyük bir sürgün ve soykırımla geldi. Yaşanan bu trajediler, geçen 161 yıl boyunca hafızalardan silinmedi ve bir ayakta durma bilinciyle toplumsal belleğimizdeki yerini koruyor" ifadelerini kullandı.
Kültürel miras ve gelecek vizyonu
Görüşmede, Sivas'taki Çerkes kültürünün yaşatılması, gelenek ve göreneklerin gelecek nesillere aktarılması, dernek faaliyetleri ve kültürel mirasın korunmasına yönelik projeler hakkında konuşuldu.
Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği'nin, kentteki etnik çeşitliliğin ve kültürel zenginliğin önemli bir temsilcisi olduğu vurgulandı.
Bu anlamlı ziyaret, Sivas'ın çok kültürlü yapısının ve özellikle Çerkes toplumunun kentin sosyal ve kültürel hayatındaki vazgeçilmez yerinin bir kez daha altını çizerek, ortak mirasın korunması ve yaşatılması yönündeki çabaların önemini gözler önüne serdi.
