Sivas'ta uzun yıllardır konuşulan ancak bir türlü somut adım atılamayan bir proje daha gerçeğe dönüştü. Sivas Belediyesi, rahmetli Belediye Başkanı Osman Seçilmiş döneminde ruhsatı alınan ancak o günden bu yana atıl durumda bekleyen Tecer Taş Ocağı için nihai imzaların atıldığını ve üretim için tüm engellerin kaldırıldığını açıkladı. Bu gelişme, belediyenin kendi kaynaklarıyla üretim yapma ve kamu kaynaklarını verimli kullanma stratejisinde tarihi bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
10 Aylık Zorlu Süreç ve Milyonluk Tasarruf
Belediyeden yapılan açıklamada, projenin hayata geçirilmesi için 10 ay boyunca yoğun bir mücadele verildiği vurgulandı. Başta Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu olmak üzere, gerekli tüm izinlerin bu zorlu sürecin sonunda alındığı belirtildi.
İşhan Taş Ocağı'ndan sonra Tecer Ocağı'nın da faaliyete geçmesiyle birlikte, Sivas Belediyesi yol yapım ve asfalt çalışmalarında en önemli maliyet kalemlerinden biri olan agregayı (mıcır) tamamen kendi bünyesinde üretecek. Bu sayede dışa bağımlılık sona erecek ve belediye bütçesinde yıllık milyonlarca liralık dev bir tasarruf sağlanacak.
"Engel Olmaya Çalışanları Allah'a Havale Ediyorum"
Belediyenin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda kullanılan ifadeler ise projenin ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğini ve geleceğe yönelik kararlılığı gözler önüne serdi. Paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
"Bu ve benzer adımlarımız sürdürülebilir belediyeciliğin, kendi kaynaklarını üreterek geleceğe yatırım yapmanın ve kamu kaynaklarını etkin kullanmanın bir örneği olarak gelecek nesillere bırakacağımız bir miras olacak. Bir gün birileri çıkar da, benzer uygulamalarımızın önüne set çekmeye çalışırlarsa şimdiden onları Allah’a havale ediyorum."
Bu sert ve kararlı mesaj, projenin geçmişte engellerle karşılaşmış olabileceğine işaret ederken, gelecekte de benzer adımların atılacağının sinyalini verdi.
Tarihi Adım Sivas Halkına Emanet
Açıklama, "25 yıl aradan sonra attığımız bu tarihi adımı ve ocağımızı ise sizlere emanet ediyorum…" sözleriyle son buldu. Bu ifade, projenin sadece ekonomik bir hamle olmadığını, aynı zamanda şehrin ortak bir değeri olarak görüldüğünü ve korunması için Sivas halkına bir sorumluluk yüklendiğini gösteriyor. Çeyrek asırlık bir rüyanın gerçekleşmesi, Sivas'ın kendi kendine yeten bir şehir olma yolundaki en önemli adımlarından biri olarak kayıtlara geçti.
