Sivas’ta bir caminin mihrabı, teknolojik makineler yerine tamamen el emeğiyle hazırlanıyor. CNC makineleriyle 1 ayda tamamlanabilecek mihrap, ahşap oyma ustası Süleyman Daştan’ın tercih ettiği geleneksel yöntemlerle yaklaşık 7 ayda tamamlanacak. Neolitik çağlardan bu yana varlığını sürdüren ahşap oymacılığı, gelişen teknolojiye rağmen Sivas’ta yaşatılmaya devam ediyor.
Yaklaşık 20 yıldır ahşap oyma sanatıyla uğraşan Süleyman Daştan, CNC makinelerinin hızına karşı el işçiliğinin kıymetini ön plana çıkarıyor. Şu sıralar 3,5 metre yüksekliğinde ve 2,5 metre genişliğinde bir cami mihrabı üzerinde çalışan Daştan, ithal çam üzerine yazdığı Kur’an harfli yazıları ve desenleri tek tek işliyor.
Daştan, çalışmalarını anlatırken şu ifadeleri kullandı:
"Sivas'ta bulunan bir caminin mihrabını yapıyorum. Şu anda ana gövdesi üzerinde çalışıyorum. Dünya genelinde sanat, kiliseler, katedraller ve kütüphanelerde zirveye çıkmıştır. Bizde ise sanatı ibadethanelerimizin dışına çok taşıyamamışız. Benim amacım, edindiğim tecrübeyle camilerde sanatı en üst seviyeye ulaştırmak. Bu mihrapla yaklaşık 5 aydır uğraşıyorum, birkaç ay daha sürecek. Hiçbir lazerli CNC makinesi kullanmıyorum. Yazıların ve desenlerin tamamını ellerimle işledim. Geleneksel dokuyu korumak için özenle yaptığım bu mihrap, tamamen bitmesiyle 7 ayımızı alacak."
El işçiliğinin eserle farklı bir bağ kurduğunu söyleyen Daştan, ahşabın kendine has özelliklerini şöyle aktardı:
"Ahşabın sıcak bir dokusu var. Mermer, polyester veya dökümle aynı değil. El işçiliği, esere daha estetik bir görünüm katıyor. İnsanların ilgisi de el emeği ürünlere daha çok yöneliyor. Ahşapla çalışırken aslında bir bağ kuruyoruz. Eseri yapan kişinin ruh hali mutlaka o işin içine yansıyor. Hüzün, sevinç ya da heyecan; hepsi yapılan işe işleniyor."
Daştan’ın sabırla işlediği mihrap, yalnızca ibadethanenin bir parçası olmakla kalmıyor, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen geleneksel ahşap oyma sanatının da en nadide örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
