Sivas'ta, suyun üzerine düşen her bir renk damlası, bedensel engelleri nedeniyle hayata küsen ruhlara bir umut ışığı oluyor. Sivas Belediyesi Engelliler Eğitim ve Kültür Merkezi'nde bir araya gelen 15 özel birey, geleneksel ebru sanatıyla sadece kağıtları değil, kendi hayatlarını da renklendiriyor. Onlar için bu kurs, bir eğitimden çok daha fazlası; bir terapi, bir sosyalleşme alanı ve hayata yeniden 'merhaba' demenin en sanatsal yolu.
"Monoton Hayatımdan Ebru Sanatına Uzanan Yolculuk"
Merkezin kapısından üç yıl önce giren 50 yaşındaki Güler Tek, bu değişimin en canlı örneklerinden biri. Geçirdiği kanser hastalığı ve ardından sağ bacağını kaybetmesiyle zorlu bir süreç yaşayan Tek, merkezle tanışmadan önce evden dışarı adımını atmadığını anlatıyor. "Buraya gelmeden önce monoton bir yaşantım vardı," diyen Tek, sözlerine şöyle devam ediyor: "Buraya geldikten sonra insanları, hayatı daha çok sevmeye başladım. Paha biçilmez dostluklar kurdum. Haftada sadece iki gün olan kursa ben beş gün geliyorum, çünkü ebru sanatından vazgeçemiyorum. Bu mutluluğu size anlatamam." Güler Tek, şimdi sadece bir kursiyer değil, aynı zamanda yeni başlayan arkadaşlarına yardımcı olan bir eğitmen adayı.
"Tek Parmağımızın Çalışıyor Olması, Umudumuzdur"
Doğuştan serebral palsi hastası olan 35 yaşındaki Yelda Çubukçu ise azmin ve inancın vücut bulmuş hali. Hayat dolu enerjisiyle dikkat çeken Çubukçu için ebru teknesi, ruhunu dinlendirdiği bir sığınak. "Burası beni ruhen ve bedenen rahatlatıyor," diyen Yelda, ilham veren şu sözleri paylaşıyor: "'İman varsa imkan da vardır' düsturuyla hareket ediyoruz. Bütün engelli arkadaşlarım eve tıkanıp kalmasınlar. Başardığımızı hissediyorum. Engelli olsak da bir şeyler yapabildiğimizi görmek çok güzel. Tek bir parmağımızın dahi çalışıyor olması, umudumuzun kaybolmaması gerektiğini gösteriyor. O tek parmakla da harikalar yaratabiliriz."
"Onları Engelli Olarak Görmüyorum"
Bir yıl önce kursu başlatan Görsel Sanatlar Öğretmeni ve Ebru Eğitmeni Alpay Türker, kursiyerlerini "engelli" olarak tanımlamayı reddediyor. "Ben onları engelli olarak görmüyorum, sadece bir farkındalık olarak görüyorum. Çünkü her insan farklıdır," diyor. Ebru sanatının ruha dokunan ve özgüveni tazeleyen bir yapısı olduğunu vurgulayan Türker, şunları ekliyor: "Buraya geldiklerinde tüm dertlerini unutuyorlar. Bedenen engelli olsalar da ruhlarının güzelleştiğini ve bunun bedenlerine de yansıdığını görüyoruz. Her bir ebru, tıpkı her bir insan gibi farklı ve eşsizdir. Onlar da burada kendi eşsiz eserlerini ortaya çıkarıyorlar ve bu onları inanılmaz mutlu ediyor."
32 yıldır engelli bireylerin hayatına dokunan Sivas Belediyesi Engelliler Eğitim ve Kültür Merkezi, ebru kursuyla sanatın iyileştirici gücünü bir kez daha kanıtlarken, tüm engelli bireyleri bu sıcak ve umut dolu yuvaya davet ediyor.