Geceleri çocuğunuzun ağzı açık uyuduğunu görmek size masum bir manzara gibi gelebilir. Ancak uzmanlara göre bu durum, "vücudun ilk savunma hattının çöküşü" anlamına geliyor. Uzman Diş Hekimi ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, ağızdan nefes almanın sadece bir alışkanlık olmadığını, bağışıklık sistemini çökerten, dişleri çürüten ve özellikle çocuklarda yüz şeklini kalıcı olarak değiştiren ciddi bir sağlık sorunu olduğunu açıkladı. Peki, bu kadar masum görünen bir eylem, nasıl bir dizi felakete yol açıyor?

"Vücudun İlk Savunma Hattı Çöküyor": Enfeksiyon Riski 4 Kat Artıyor!

Randevuyu aile hekimi verebiliyor!
Randevuyu aile hekimi verebiliyor!
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Özkan, burnun sadece bir koku alma organı olmadığının altını çizdi. "Burun, havayı filtreler, ısıtır, nemlendirir ve mikrobiyal savunmayı aktive eden nitrik oksit üretir. Ağızdan nefes almak, bu hayati sistemi devre dışı bırakarak virüs, bakteri ve tozları doğrudan akciğerlere taşır. Bu durum, solunum yolu enfeksiyonu riskini 4 kata kadar artırır" diyerek tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi.

Rakamlarla Tehlikenin Boyutu: Çürük, Diş Eti Hastalığı ve Kronik Enfeksiyon

Ağız solunumunun yarattığı tahribat, bilimsel verilerle de kanıtlanmış durumda. Prof. Dr. Özkan, ağızdan nefes alan kişilerde tükürük üretiminin %30 ila %50 arasında azaldığını belirterek, bunun sonuçlarını şöyle sıraladı:

  • Diş çürüğü gelişme riski %56 artar.

  • Diş eti hastalıklarında %42 yükselme görülür.

  • Kötü ağız kokusu (halitozis) yaygınlaşır.

  • Üst solunum yolu enfeksiyonları %63 daha sık görülür.

  • Diş eti dokularında %70’e varan iltihaplanma tespit edilmiştir (NIH, 2024).

Prof. Dr. Özkan, durumu "Diş eti hastalığı dediğimiz şey, bağışıklık sisteminin cepheyi terk etmesidir. Ağızdan alınan nefes, bu savaşı kaybetmektir" sözleriyle özetledi.

En Büyük Tehdit Çocuklara: "Uzun Yüz Sendromu" ve Dikkat Eksikliği

Tehlikenin en yıkıcı yüzü ise gelişim çağındaki çocuklarda ortaya çıkıyor. Sürekli ağızdan nefes alan çocuklarda;

  • Long Face Sendromu (uzun, dar ve estetik olmayan yüz yapısı),

  • Üst çene ve damakta daralma, dişlerde çapraşıklık,

  • Uyku apnesi ve horlama,

  • Kalitesiz uykuya bağlı dikkat eksikliği ve hiperaktivite (ADHD) gibi ciddi ve kalıcı sorunlar gelişebiliyor.

Prof. Dr. Özkan, "Gece boyunca ağzınızla nefes alıyorsanız, bağışıklık sisteminiz de sizinle birlikte uyuyamaz. Ve uyuyamayan bir savunma sistemi, bir gün sizi yarı yolda bırakır" diyerek aileleri uyardı.

Çözüm Mümkün Ama...

Ağız solunumunun bir kader olmadığını belirten Prof. Dr. Özkan, çözüm için mutlaka multidisipliner bir yaklaşımın (KBB, ortodonti, çene cerrahisi) şart olduğunu vurguladı. Panoramik röntgen veya 3D tomografi ile sorunun kaynağının (gömülü dişler, geniz eti, çene darlığı vb.) tespit edilip tedavi edilmesi gerektiğini belirtti ve sözlerini şu çarpıcı cümleyle noktaladı:

"Nefesinizi nasıl aldığınız, bağışıklığınızı nasıl koruduğunuzu belirler. Burundan alınmayan her nefes, bağışıklık sisteminize açılmış bir kapıdır. Bu kapıyı kapatmak sizin elinizde."

Kaynak: İHA