Sivas Ulu Camii: Danişmentli Dönemi’nin Sessiz Tanığı
Sivas, Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde önemli rol üstlenen şehirlerden biri olarak birçok medeniyetin izlerini günümüze taşımaktadır. Bu izlerin en kıymetlilerinden biri de Sivas Ulu Camii’dir. Danişmentliler’in Anadolu’daki hâkimiyetinin mimari bir yansıması olan yapı, hem tarihi hem de mimari özellikleriyle Sivas’ın kültürel kimliğinde özel bir yere sahiptir.

Danişmentliler ve Anadolu’daki Mimari İzleri
1085–1178 yılları arasında Sivas, Kayseri ve Malatya çevresinde hüküm süren Danişmentliler; cami, medrese, türbe ve külliyelerle Anadolu’nun imarına büyük katkı sağlamıştır. Tokat ve Niksar Ulu Camileri, Yağıbasan Medreseleri ve Melik Danişmend Kümbeti bu dönemin öne çıkan eserleri arasında yer alır. Sivas Ulu Camii de bu güçlü mimari geleneğin önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Sivas Ulu Camii’nin Mimari Özellikleri
Sivas Ulu Camii’ne, kuzey cephesinde yer alan üç ayrı kapıdan giriş yapılmaktadır. Asıl ibadet alanında, kıble duvarına dik uzanan 11 sahın bulunur. Kesme taş örgülü yığma yapıda 50 adet kırma ayak, sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Mihrap eksenindeki orta sahın, diğer sahınlara göre daha geniş tutulmuş olup bu düzenleme mekâna derinlik ve simetri kazandırmaktadır.
Ölçüleri ve Sade Yapı Anlayışı
Ulu Camii, 54,70 x 33,70 metre iç ölçüleriyle dönemi için oldukça geniş bir ibadet alanına sahiptir. Yapının giriş kapıları ve cephelerinde süslemeye yer verilmemesi, Danişmentli mimarisinde görülen sade ve işlevsel anlayışı yansıtmaktadır.
Mihrap ve Onarımlarla Ortaya Çıkan Detaylar
1955 yılında gerçekleştirilen onarım çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan özgün mihrap, geometrik örgü motifleriyle dikkat çekmektedir. Birbirini kesen iç içe sekizgenlerden oluşan bu bezeme anlayışı, Anadolu Türk-İslam sanatının karakteristik özelliklerini yansıtır. Mihrabın üst kısmında ise yukarıya doğru daralan yedi sıralı mukarnaslı kavsara yer almakta, bunun dışında yoğun bir süsleme unsuru görülmemektedir.
Tarihi Kitabe ve Hazire
Ulu Camii’nin avlusunda, Osmanlı dönemine ait 28 mezardan oluşan bir hazire bulunmaktadır. 1955 onarımında ortaya çıkan kitabeye göre yapı, 1196–1197 yıllarında Kutbettin Melikşah döneminde, Kızılarslan bin İbrahim tarafından Kul Ahi’ye yaptırılmıştır. Bu bilgi, Sivas Ulu Camii’nin tarihsel önemini daha da pekiştirmektedir.
Sivas’ın Tarihine Açılan Bir Kapı
Bugün Sivas Ulu Camii, sadece bir ibadet mekânı değil; Danişmentlilerden Selçuklulara, Osmanlı’dan günümüze uzanan çok katmanlı tarihiyle Sivas’ın geçmişine ışık tutan eşsiz bir miras olarak ziyaretçilerini karşılamaya devam etmektedir.