Yapay zeka (YZ) teknolojileri, özel eğitim alanında yeni ufuklar açarken, uzmanlar "insan" unsurunun geri planda kalmaması gerektiği konusunda kritik uyarılarda bulunuyor. Özel Eğitim Uzmanı Sema Yıldız Dogan, yapay zekanın öğrenme süreçlerine büyük katkılar sağladığını, ancak etik riskler ve insani etkileşimin azalmasının özel eğitimde ciddi ve geri dönülmez sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Özel Eğitimde Yeni Bir Çağ: Bireysel Öğrenme Fırsatı
Yapay zeka teknolojileri, son yıllarda özel eğitim alanında hızla yaygınlaşmaya başladı. Öğrencilerin bireysel farklılıklarına göre uyarlanabilen bu sistemler, öğrenme güçlüklerini azaltarak eğitimde önemli kolaylıklar sunuyor. Uzman Sema Yıldız Dogan, yapay zekanın otizm spektrum bozukluğu (OSB), özel öğrenme güçlüğü (ÖÖG) ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) yaşayan öğrencilerin eğitiminde etkin bir şekilde kullanıldığını ifade etti. Dogan, "Yapay zeka, öğrencinin hızına, seviyesine ve öğrenme biçimine göre içerik sunarak öğrenme güçlüklerini azaltıyor. Özellikle otizmli öğrencilerin sosyal iletişim ve ifade becerilerini geliştirmede önemli rol oynuyor," dedi.
Görünmeyen Riskler: Veri Güvenliği ve Fırsat Eşitsizliği

Ancak Dogan, bu teknolojik yeniliklerin beraberinde getirdiği ciddi risklere de dikkat çekti. Özel gereksinimli öğrencilerin kişisel verilerinin korunmasının en yüksek düzeyde olması gerektiğini belirten uzman, etik risklerin altını çizdi. Dogan, "Yapay zeka sistemleri, sınırlı ve tek tip verilerle beslendiğinde bazı öğrenci gruplarını dezavantajlı duruma düşürebiliyor," dedi. Ayrıca, kırsal bölgelerdeki altyapı yetersizliklerinin bu teknolojilere erişimi kısıtlayarak eğitimde fırsat eşitliğini zedelediğini de sözlerine ekledi.
En Büyük Tehlike: "İnsani Etkileşimin" Kaybolması
Uzman Dogan'ın en büyük uyarısı ise insani etkileşimin azalması oldu. Yapay zekanın, bilişsel becerilere ve akademik öğrenmeye odaklandığını ancak özel eğitimin temel taşı olan "insani yönleri" henüz taklit edemediğini belirtti. Dogan, "Yapay zeka; empati, duygusal destek ve sosyal etkileşim gibi insani yönleri henüz taklit edemiyor," diyerek, insani etkileşimin azalmasının çocuklar üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda aileleri ve eğitimcileri uyardı. Bu durumun, çocukların duygusal gelişimini olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor.
Çözüm: "İnsanı Dışlamadan, Etik Sınırlar İçinde"
Eğitimde teknolojik dönüşüm yaşanırken, merkeze her zaman "insan dokunuşu"nun konulması gerektiğini vurgulayan Dogan, sözlerini şöyle tamamladı: "Yapay zeka, özel eğitimde devrim oluşturabilecek bir güçte. Ancak bu teknolojiyi insanı dışlamadan, etik sınırlar içinde kullanmak zorundayız." Uzmanlar, yapay zekanın bir öğretmen yardımcısı olarak kullanılması gerektiğini, ancak asla bir öğretmenin veya ailenin sağlayacağı sıcak insani etkileşimin yerini alamayacağını belirtiyor.