Doğup büyüdüğüm topraklar için, memleketimin değerli okurları için ilk yazımı yayınlamaktan dolayı mutluluğumu dile getirmek isterim. Ülkemizin ekonomik ve sosyal olarak pandemi ile savaştığı bu günlerde, hukuki soru ve sorunların arttığını gözlemlemekteyiz. İlk olarak ‘’Boşanma Davaları Ve Fer’i leri’’ ile alakalı değerlendirmeler yaptık.
1- SORU:  Son yıllarda boşanma davası açma oranı nedir artış var mıdır ? Başvurucular en çok hangi sebeplerle boşanmak için talepte bulunmaktadırlar ?
CEVAP :  Son zamanlarda boşanma davası talebi ile başvuruların arttığını gözlemlemekteyiz. Severek veya sevilerek başlayan evlilikler zamanla çeşitli nedenlerle ilişki kalitesini yitiriyor. Evlilik sadece parmağa takılan bir yüzükten ibaret değildir. Evlilikle birlikte tüm yaşam değişmeye başlar. Biriyle yaşamaya başlarsınız ve onunla aynı evi paylaşmak en başlarda çok kolay olmayabilir. Eğer iki taraf birbirine anlayış gösterir ve yaşam alanlarını birlikte oluşturmak için uğraşırlarsa her şey umduklarından daha kolay olacaktır. Fakat herkes kendi hayatını yaşamak ister ve tek taraflı bir fedakarlık beklenirse evliliğin yürümesinde zorluklar oluşabilir.
Aldatma veya sadakatsiz davranışlar, fiziki veya psikolojik şiddet, eşlerin birbirini kısıtlaması, aşırı kıskançlık ve paronoya, finansal problemler, evlilik birliğinin kurulmasından sonra son derece dikkat çekici değişim gösteren eşler, sosyo-kültürel farklılıklar, gibi pek çok sebep sıralanabilir.

2- SORU:  Evlilik birliğinin devam ettirilmesinin mümkün olmadığı noktaya gelindiğinde çiftlerin hangi yolu izlemesi gerekir ?
CEVAP: Mutlu başlayan, ancak evlilik birliğinin kurulmasıyla beraber araya giren çeşitli problemler sebebiyle karı-koca ilişkisinin çekilmez hale gelmesi söz konusu olabilir. Böyle bir durumda sağlıklı karar alma mekanizmasının işleyebilmesi için, aile terapistinden yardım istenebilir. Buna rağmen evliliğin sonlandırılmasının çiftler açısından daha sağlıklı olacağı kanaatine varılmışsa şayet, boşanma davaları konsunda profesyonel olan avukatlar aracılığı ile yetkili aile mahkemelerine başvurularak boşanma davası açılabilir. 

3- SORU : Yabancı ülkelerde alınan boşanma kararlarının Türkiye’ de geçerliliği var mıdır ?
CEVAP : Hukuki terimler olan tanıma ve tenfiz, Milletletarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun’da düzenlenmişlerdir. Düzenlemenin çıkış noktası, “yabancı bir mahkemede verilen kararın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki görüntüsünün ne olacağı”, sorusudur. Tanıma ve tenfizden bahsedebilmek için, öncelikle yabancı mahkemenin, bir çekişme ile ilgili olarak karar vermiş olması gerekir. Verilen bu kararın Türkiye’de etki doğurması için ise, verilen kararın yerel mahkemece tanınması ve tenfizi gereklidir.
Tanımada, yabancı mahkemenin verdiği kararın yerel mahkemece tanınması söz konusudur. Basit anlatımla yerel mahkeme, kararı tanır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nce de karar aynen(karar kısmen de tanıyabilir) uygulanmasına karar verir.
Tenfizde ise, tanımanın ardından karara ilişkin olarak devlet, erkini kullanarak bir davranışta bulunur. Yani tanıma ile ortaya çıkan hükmü icra eder.

4- SORU  : Tanıma ve Tenfiz Neden Gereklidir? Boşanma ile Bağlantısı Nedir?
CEVAP : Yabancı mahkemenin verdiği boşanma kararının Türkiye Cumhuriyeti’nde hüküm doğurması için, bu kararın yerel mahkemece tanınması gereklidir. Yerel mahkemedeki dava icra sonucu doğurmayacağı için, tenfiz söz konusu olmayacaktır. Ancak yabancı mahkemece verilen kararda velayet ve nafaka gibi hususlar da var ise, bu durumda tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır.
Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasında açılacak olan tanıma davası, diğer eşe karşı açılmaktadır. Dolayısıyla diğer eşin tebligat adresinin bilinmesi gereklidir. Zira dava dilekçesi ve hükmün kesinleşmesine ilişkin tebligatın diğer eşe de tebliğ edilmesi zaruridir.
Boşanmaya ilişkin tanıma davalarında sıkça karşılaşılan sorun, karşı tarafın adresinin bilinmemesi nedeniyle tebligatların yapılamamasıdır. Bu nedenle yabancı mahkemede boşanmanın üzerinden çok süre geçmeden ve diğer eş ile iletişim koparılmadan, tanıma davasının da açılması isabetli olacaktır. Bunun yanısıra, tanıma davasında hem davacının hem davalının avukatla temsil edilmesi, dava sürecinin oldukça kısaltmaktadır. Bu nedenle dava açarken, karşı tarafa da durum izah edilmeli ve işlemlerin hızlandırılması için Türkiye’den 2 avukata vekalet çıkarılmalıdır. Eğer diğer eşin avukatı yok ise, belirtildiği üzere dava süreci uzayacaktır.
Boşanmaya ilişkin olarak tanıma ve tenfiz davası açan kişinin Türkiye’de bir avukatla temsil edilmesi halinde duruşmaya gelmesi gerekmemektedir.