Yoğun kullanılan -sel takılı kelimelerin en meşhurlarından biri ?yöresel?dir. Meşhur olmasında son zamanlarda zirve yapan ?lezzetçilik akımı?nın üstün rolü olabilir. Keyfenî (gurme) o kadar çoğaldı ki, neredeyse şehrin/şehirlerin her münasip yerine ?lezzetçi? namıyla lokantalar açıldı Dünyalıların iştahı arttı galiba, çünkü sadece kent caddeleri değil; televizyon da asrımızın en büyük hipermarketi olarak keyfenîleşti. Ecnebiler şöyle dursun yerli kanalların tümünde yemek programlarından, aşçı yarışmalarından geçilmiyor. Manzara, fazla kalorileri yakamama sorunu ile malul asrımızın ruhuna da uymaz değil. ?Bulan yer, bulmayan şükreder!? diye bir söz bilirdim; kınanan bir sözdü. Artık bulan yiyor, bulmayan seyrediyor. Nasıl hasetliğe sürüklüyor bu tüketim göstergeleri haneleri, tahmine kapalıdır. Hasetlik, kapitalizmin ahlakî bulduğu tek duygudur.
?Yöresel?e itirazım da olsa mevcut dil vasatında tarizimin varacağı bir menzil yoktur; ben mahallî demeyi tercih edeyim. Mahallî olmak, kimliğin ve kültürün önemli ve yaşayan bir parçasıydı. Kültürün zebun düştüğü bir zamandayız. Mahallî renkler nefes alıp vermeye zar zor devam ediyor. Şehir mutfakları, mahallî kültürün şimdilerde tecime elverişli olduğu için en yaşatılan tarafıdır, şaşılacak bir durum yok. Hakikate pencere olan dil de mahallî renklerle ve hakikatin terennümü mecazlarla oyunun içinde mutlak vardı. Tarama sözlüklerinde yer alan ve çoğu sağlam Türkçe olan kelimelerin ölümünü maalesef seyrediyoruz. Türkülerin mayasında yatan mahallî sesler kayboluyor, hançeremiz kudretten düşüyor. İtiraf ediyorum telaffuzundan dolayı bazı gençlerin söylediklerini anlamakta güçlük çekiyor; ?kulaklarım arızalı? bahanesiyle tekrar ettirip anlamaya çalışıyorum. Hafızanın iki kaynağı var: Biri göz, biri kulak. Her ikisi de kişilik oluşumunda diğer duyulardan daha etkilidir. Hafıza eylemlere kaynaklık edecek güçten düşünce; yerini maddi, manevi her alanda endüstri ürünleri doldurmaktadır.
Her doğan güzelliğin özge bir mahalli ve muhiti vardır. Muhitinde güzel güzel gözüken, bazen sınırları aşar, kültürleşme yoluyla çok geniş satıhlara ulaşabilir. Sivas halk şiirinin ve türkülerin nabzının gümrah attığı bir vilayettir. Şiirin ve türkülerin batnında taşıdığı hayat tarzından günümüzde eser kalmadıysa da kayıtlı olmaları bir şanstır. İçin için hâlâ dinlenmekte ve nakledilmektedir. Anlamlı olan her mevsim için, her olay için ne ince deyişler, türküler vardır. Neredeyse hayatın her safhasına eşlik eden nağmeler yerini gürültüye bıraktığında, ruhumuzda mahfuz letafet nefsimizin içinde büzülmeye başlar. İnsan her gün türkü üretmez ama dinleye söyleye geçmişin nefesini gelecek nesillere hissettirebilir. Adeta geçmişe yönelik sabıka kaydımızı temizleme imkânı açan rahmet ayı Ramazan da kapladığı sayılı günle ölçülmesi mümkün olmayan tat, koku, renk ve tabii seslerle doludur.
Ramazan ayıyla beraber mahallî lezzetler iftar sofrasında daha bir kıymetlenir. Her şehrin ?baş yemek?leri vardır; ağzımız açlık kokarken, akşama doğru bu yemeklerin kokusu cam aralarından sızar. Duvarlarda asılan imsakiye bile tek başına ayrı bir zaman, ilahî bir iklimin habercisidir. İbadet ise seslerin, sohbetlerin her yerindedir; muaşeret yumuşamış, tevazu yükselmiştir. Teravih namazı ise ayrı bir heyecandır; sokaklar camilere akın eden insanlarla dolar taşar. Çocuklar, çocukluk haylazlığıyla teravih namazına katılırlar ve elbette orada Ramazan´a dem tutan müzikle, yani ilahilerle karşılaşırlar. Hüseynî ve Uşşak makamı Anadolu´nun sesidir; hani nüfusumuzu makamla ifade edecek olsak: Bir yarımız Hüseynî ise, diğer yanımız Uşşak´tır.
İlahi mecmualarına notasıyla girmiştir ve artık Sivas Ramazan´ının tescilli sesi olan ?Ya Hannân? ilahisi, her teravih namazının sonunda bütün camilerde seslendirilir. Bir de onun kadar sık okunmadığı için unutulmaya yüz tutan bir ?El Firak? ilahisi vardır. Bu ilahi, son teravih namazı kılındığında bir uğurlama havasıdır ve coşkuyla ciğerlerden sökün eder. Eskiden çok daha yaygın olan ve bilinen El Firak da Ya Hannân ilahisi gibi la-edridir; güftekârı da bestekârı da meçhuldür. Maalesef El Firak ilahisini bilenlerin sayısı azalmış, söylenmez olmuştur.
Ya Hannân, Uşşak; El Firak, Hüseynîdir. Şehir âşıkane bir edayla bir ay Ya Hannân okur; son gece ise on bir ay sürecek firakını yanık bir Hüseynî ile dile getirirdi. El Firak´ın güzelliğini, ülkemin hayatî seslerini hafızasına nakleden kulaklarda bir iz bırakır umuduyla paylaşalım. Tanburi Mustafa Akpınar dostumuz ricamızı kırmayarak notaya almıştır ve okuduğunuz yazı notasıyla beraber ülkemizin seçkin dergilerinden İtibar Dergisi´nin Mayıs sayısında yayınlanmıştır. Ciddi ilahi mecmualarında bir Sivas sedası olarak yerini bulacağından eminim. ?El Firak? kelimesi merkezli ve irfanî derinliklerle dolu bir ilahiyle göndermiş olalım bu Ramazan´ı. Evet firak vardır ama bayramla gelen bir neşe de vardır. Ömür zaten ayrılıkla kavuşmanın iç içe geçtiği bir mahdut zaman dilimi değil midir? Herkese şimdiden hayırlı bayramlar diliyorum.
Gelin gönderelim şehr-i siyamı,
Acep ol Hazret´e hoşnut vara mı?
Bir dahi ermeye ecel koyar mı?
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
Gökten yere iner saf saf melekler,
Durmaz dahi döner çarh-ı felekler,
Bu ayda hep kabul olur dilekler.
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
Kadir gitti teravih aralandı,
Yedi kat gökler birden karalandı,
Asumanda ciğerler paralandı.
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
Kılın teravihi tutun orucu,
Yarın mahşer günü olur yardımcı,
Bu ayda ölene gelmez sorucu.
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
Teravih kılanın tahtı yücedir,
Bunda yoksun ise anda hocadır,
Mübarek geceler işbu gecedir,
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
Bezendi huriler mü´minler ister,
İlahî fazlından bize de göster,
Münafıklar bu ay çıktığın ister
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
Yöneldi gitmeye ol şehr-i rahmet
Varıp ol Hazret´e etme şikâyet,
Cihanı odlara yaktı bu firkat.
El firak el firak ya şehr-i rahmet,
El firak el firak gitti mübarek.
EL FİRAK EL FİRAK GİTTİ MÜBAREK
Berat Demirci
Yorumlar