Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, son yıllarda dikkat çekici bir artış gösteriyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayrettin Dizen, hastalığın görülme sıklığındaki artışın nedenlerini, risk faktörlerini ve erken tanının önemini detaylarıyla paylaştı.
Türkiye’de 1994 yılında her 100 bin kadında 24 olan meme kanseri görülme oranının, 2018’de 50’nin üzerine çıktığını vurgulayan Doç. Dr. Dizen, 25 yıllık süreçte yaklaşık 2.5 katlık bir artış yaşandığını ifade etti. Bu durumun ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Dizen, artışın nedenlerini yaşam tarzındaki değişiklikler, obezite, hareketsizlik, geç yaşta doğum, kısa süreli emzirme, uzun süreli doğum kontrol hapı veya menopoz tedavisi kullanımı, nüfusun yaşlanması ve mamografinin yaygınlaşması gibi faktörlere bağladı.
Tanı genellikle geç evrede konuluyor
Türkiye’de birçok hastada tanının ileri evrede konulduğunu hatırlatan Dizen, gelişmiş ülkelerde ise erken evrelerde tanı konulduğunu söyledi. Bunun en önemli nedeninin tarama sistemlerinin gelişmişliği ve toplumsal farkındalık olduğuna dikkat çekti.
Korunma yolları ve sağlıklı yaşam önerileri
Meme kanserinden korunmanın en etkili yollarından birinin sağlıklı yaşam alışkanlıkları olduğunu dile getiren Dizen, obeziteden uzak durulması, düzenli egzersiz, dengeli beslenme, 30 yaşından önce doğum yapma, emzirmenin en az bir yıl sürdürülmesi, alkol kullanılmaması ve hormon tedavisinden kaçınılması gerektiğini vurguladı. Genetik yatkınlığı olan kadınlar için profilaktik mastektomi ve koruyucu ilaçların da risk azaltıcı yöntemler arasında yer aldığını aktardı.
Genetik faktörler dikkate alınmalı
BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarının meme kanseri riskini yüzde 95 oranında azaltan cerrahi müdahalelerle kontrol altına alınabileceğini belirten Dizen, genetik faktörlerin yumurtalık kanseri riskini de artırdığını söyledi.
Erken tanı hayat kurtarıyor
Mamografinin en etkili tarama yöntemi olduğunu ifade eden Dizen, dijital mamografi ile düşük radyasyonla çok daha net görüntüler elde edildiğini, bu sayede hastalığın çok erken evrelerde yakalanabildiğini aktardı. Erken tanının ölüm oranlarını düşürdüğünü, meme koruyucu cerrahi şansını artırdığını ve tedavi yan etkilerini azalttığını vurguladı.
Tedavi multidisipliner yaklaşımla yürütülüyor
Meme kanseri tedavisinde sağkalım oranlarının arttığını belirten Dizen, bunun iki temel nedenini tedavi yöntemlerinin gelişmesi ve erken evrede tanı konulması olarak açıkladı. Erken evrelerde meme koruyucu cerrahi ve sentinel lenf nodülü biyopsisi uygulanabilirken, ileri evrede sistemik tedaviye öncelik verildiğini ifade etti.
Doç. Dr. Hayrettin Dizen, tüm bu süreçte multidisipliner yaklaşımın önemine dikkat çekerek, cerrahi, kemoterapi ve hormonal tedavi seçeneklerinin birlikte planlanmasıyla başarı oranlarının yükseldiğini belirtti.