Sivas Genç İHH tarafından düzenlenen “Aydınlık Nesil: Sahâbe” konulu program, izleyicileri Asr-ı Saadet’in nurlu iklimine götüren derin bir sohbete ev sahipliği yaptı. Programda konuşan Muhammed Emin Yıldırım Hoca, günümüz Müslümanları için en çok ihtiyaç duyulan rehberliği, sahâbe neslinin hayatından çıkarılacak derslerle sundu. Sahâbenin nasıl bir imanla yetiştiği, yürüdükleri yolun hangi evrensel ilkelerle aydınlandığı ve bugün o ilk nesilden nasıl nasipdar olabileceğimiz, üzerinde durulan temel başlıklar oldu.

Sahâbenin yetişme modeli ve çağımıza yansımaları
Yıldırım, konuşmasına sahâbe neslinin benzersiz eğitim modelini anlatarak başladı. Onların sadece bilgiyle değil, bilginin kalpte ve amelde karşılık bulduğu bir “iman terbiyesi” ile yetiştiğini vurguladı. Bu eğitimin merkezinde Hz. Peygamber’in (s.a.v.) örnekliği ve Kur’an-ı Kerim’in bizzat hayata tatbiki vardı. Yıldırım, günümüzdeki eğitim sistemlerinin çoğunlukla informasyon yüklemesi ile sınırlı kaldığını, oysa sahâbe modelinin “bilgi, amel ve ihlas” üçgeninde şekillendiğini ifade etti. Bu durum, modern Müslüman bireyin kendisini yetiştirirken odaklanması gereken dengeyi açıkça ortaya koyuyor.
Nurlu yolun temel taşları: İlke merkezli bir hayat
Programın bir diğer önemli vurgusu, sahâbe yolunun hangi ilkeler üzerine inşa edildiğiydi. Yıldırım, bu ilkeleri; Allah ve Resulü’ne sadakat, hakikati şahsi menfaatin önünde tutma, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye etme, dünyaya karşı zühd içinde bir hayat sürme ve davada sebat olarak sıraladı. Bu ilkelerin, her dönemde olduğu gibi bugün de Müslümanlar için bir yol haritası niteliği taşıdığını belirtti. Özellikle dijital çağın getirdiği bireysellik, bencillik ve sürekli haz arayışı gibi meydan okumalar karşısında, bu ilkelerin ne kadar hayati bir kalkan ve rehber olduğunun altı çizildi.
Asr-ı Saadet’ten günümüze
Muhammed Emin Yıldırım Hoca, sunumunu, o ilk neslin aydınlığından günümüzde nasıl faydalanabileceğimizin pratik yollarını paylaşarak tamamladı. Bu noktada yapılacak ilk işin, sahâbenin hayatlarını sadece tarihi bir vakıa olarak değil, canlı bir örnek ve şahitlikler dizini olarak okumak olduğunu söyledi. Onların kararlarının arkasındaki hikmeti, yaşadıkları zorluklar karşısındaki tavrı ve Allah ile olan ilişkilerinin derinliğini anlamaya çalışmanın, bizleri manen besleyeceğini ve yolumuzu aydınlatacağını vurguladı. Ayrıca, ilim halkalarına devam etmek, sahâbe biyografilerini istikrarlı bir şekilde okumak ve onların dünyaya bakışını günlük hayatımıza taşımaya çalışmanın somut adımlar olduğunu ifade etti.
Sivas Genç İHH’nın düzenlediği bu anlamlı program, katılımcılara sadece bilgilendirici bir sunum değil, aynı zamanda kendi iman ve amel yolculuklarını gözden geçirme fırsatı sundu. Muhammed Emin Yıldırım’ın samimi ve delillerle dolu anlatımı, Asr-ı Saadet’in o eşsiz neslinin, aslında ne kadar ulaşılabilir ve örnek alınabilir bir model olduğunu bir kez daha gösterdi.