18 Aralık 2025
weather
-2°
42,7399 %0.04
50,1950 %0.01
5.939,23 % -0,40
Ara
Bizim Sivas Haber GÜNCEL Evler Küçülüyor, Yalnızlık Büyüyor: Türkiye’de Aile Yapısında Kırılma

Evler Küçülüyor, Yalnızlık Büyüyor: Türkiye’de Aile Yapısında Kırılma

Sanayileşme, bireyciliğin yükselişi ve ekonomik zorluklar Türkiye’de aile yapısını kökten değiştiriyor. Prof. Dr. Vehbi Ünal, çekirdek ailenin küçülmesini, 1+1 evlerin artışını ve gençlerin evlilikten uzaklaşma nedenlerini özel haberimizde anlattı.

KAYNAK: İHA
Okunma Süresi: 4 dk

Türkiye’de son yıllarda aile yapısında dikkat çekici bir dönüşüm yaşanıyor. Geniş aileden çekirdek aileye geçiş süreci hızlanırken, artık çekirdek aile yapısının da küçüldüğü görülüyor. Evlilik oranlarındaki düşüş, tek başına yaşamayı tercih eden bireylerin artışı ve 1+1 tarzı konutlara olan talep, bu değişimin somut göstergeleri arasında yer alıyor.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Vehbi Ünal, sanayileşme, bireyciliğin yükselişi, ekonomik zorluklar ve değer kaybının aile yapısını ciddi biçimde zayıflattığını belirterek, toplumun temel taşı olan ailenin sessiz bir kırılma yaşadığını vurguladı.

Sanayileşme ve Göç Aileyi Küçülttü

Prof. Dr. Ünal’a göre, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş aile yapısındaki değişimin en önemli kırılma noktalarından biri oldu. Kırsal alandan kentlere yoğun göç, şehir yaşamının dayattığı yeni alışkanlıklar ve bürokratik düzen, geniş aile modelini giderek işlevsiz hale getirdi.

Ünal, “Sanayileşme ile birlikte üretim biçimi değişti, yaşam alanları daraldı. Kırsaldaki dayanışmacı aile yapısı, şehirlerde yerini daha bireysel bir yaşama bıraktı. Bu süreç ailelerin küçülmesini de beraberinde getirdi” ifadelerini kullandı.

Ekonomik Zorluklar Evliliği Zorluyor

Aile yapısındaki dönüşümde ekonomik nedenlerin belirleyici rol oynadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, artan evlilik masraflarının gençleri evlilikten uzaklaştırdığını söyledi. Düğün, çeyiz, takı giderleri, konut edinme zorunluluğu ve yükselen kira fiyatları, evliliği her geçen gün daha ulaşılmaz hale getiriyor.

Kalıcı iş bulma zorluğu, yoksulluk ve gelecek kaygısının da bu tabloyu ağırlaştırdığını belirten Ünal, “Evlilik artık sadece duygusal bir birliktelik değil, ciddi bir ekonomik yük olarak algılanıyor. Bu da bireyleri tek başına yaşamaya yönlendiriyor” dedi.

Bireycilik Yükseldi, Aile İçi Bağlar Zayıfladı

Bireyciliğin aşırı vurgulanmasının aile içi ilişkileri zayıflattığını dile getiren Prof. Dr. Vehbi Ünal, paylaşma, dayanışma ve fedakârlık gibi temel aile değerlerinin giderek aşındığını ifade etti.

“Aşırı bireyselcilik, aile içi iletişimi ciddi anlamda gevşetmiştir” diyen Ünal, bu durumun boşanma oranlarının artmasına ve evliliğe duyulan güvenin sarsılmasına neden olduğunu söyledi. Eskiden evliliğin bir ömür boyu süren bir birliktelik olarak görüldüğünü hatırlatan Ünal, günümüzde ise ‘gittiği yere kadar’ anlayışının yaygınlaştığını vurguladı.

Değer Kaybı ve Sekülerleşme Uyarısı

Evlilik kurumunun zayıflamasında değer kaybının da önemli bir etken olduğunu belirten Ünal, sevgi, saygı, paylaşma ve fedakârlık gibi aileyi ayakta tutan unsurların geri plana itildiğini söyledi.

Sekülerleşmenin aile kavramını da etkilediğini dile getiren Ünal, “Hayatın sadece bu dünyayla sınırlı olduğu anlayışı, ailenin kutsallığını zedeledi. Aileyi sekülerleştirme çabaları, evliliğin anlamını da aşındırıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Gençler Neden Evlilikten Uzaklaşıyor?

Gençlerin evlilikten uzaklaşmasında sosyal ve kültürel etkenlerin de etkili olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ünal, film, dizi ve sosyal medyada bireysel yaşamın ve özgürlüğün cazip bir model olarak sunulduğunu söyledi.

Anlık haz anlayışı, eğlence odaklı yaşam ve uzun vadeli sorumluluklardan kaçışın gençleri evlilikten uzaklaştırdığını belirten Ünal, “Bireysel yaşam, bağımsızlık ve sözde aile baskısından kurtulma söylemleri gençler üzerinde etkili oluyor. 1+1 evlerin artışı da bu yaşam tarzının yaygınlaştığının en net göstergesidir” dedi.

Uzmanlara göre Türkiye’de aile yapısında yaşanan bu değişim sadece bireysel bir tercih meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün yansıması. Sanayileşme, ekonomik baskılar, bireycilik ve değer kaybı bir araya geldiğinde, aile kurumu her geçen gün daha kırılgan bir hale geliyor.

Prof. Dr. Vehbi Ünal’ın uyarıları ise bu sessiz dönüşümün uzun vadede toplumsal yapıyı derinden etkileyeceğine işaret ediyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *