Sivas'ın silüetini ve zaman algısını yaklaşık 150 yıl boyunca şekillendiren tarihi Saat Kulesi, kent belleğindeki yerini yeniden almak üzere. Sivas Belediyesi tarafından titizlikle ve aslına uygun olarak Sivas Kalesi üzerinde yeniden inşa edilen kule, şehrin kayıp bir parçasını tamamlıyor. 6 Aralık 2025 Cumartesi günü gerçekleşecek açılış töreni ile hemşehrilerle buluşacak olan yapı, sadece bir saat kulesi olmanın ötesinde, şehrin hafızasının canlı bir nişanesi olacak.

Bir asrı aşan sessizlik ve tarihi bir mirasın dirilişi
Sivas Kalesi üzerinde 1803 yılından itibaren şehrin zamanını bildiren Saat Kulesi, yıkılmasının üzerinden geçen uzun yılların ardından, orijinal mimari dokusuna sadık kalınarak hayata döndürüldü. Belediye tarafından yürütülen proje, kentin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma hedefinin somut bir adımı niteliğinde. Yapının yeniden inşası, arşiv belgeleri ve eski fotoğraflar referans alınarak gerçekleştirildi. Bu süreç, Sivas'ın kimliğinde derin izler bırakan bir yapıyı koruma ve yaşatma çabasının ürünü.
Şehrin kalbindeki buluşma: 6 Aralık'ta Sivas Kalesi'nde
Sivas Belediyesi, bu anlamlı projenin tamamlanmasının ardından tüm Sivaslıları tarihi bir buluşmaya davet ediyor. Açılış töreni, 6 Aralık 2025 Cumartesi günü saat 13.00'te, Saat Kulesi'nin yeni olduğu kadar kadim adresi olan Sivas Kalesi'nde gerçekleştirilecek. Tören, hem yapının fiziksel olarak hizmete açılmasını, hem de şehrin kolektif hafızasında özel bir yere sahip bu sembolün yeniden benimsenmesini sağlayacak bir ortam sunacak. Katılımın beklendiği etkinlik, şehir için bir bayram havasında geçecek.
Kültürel mirasın sürekliliği ve şehir kimliğine katkı
Saat Kulesi'nin yeniden inşası, bir tarihi eserin restorasyonundan daha fazlasını ifade ediyor. Bu hamle, Sivas'ın geçmişiyle kurduğu bağı güçlendirirken, kentsel dokusunu tamamlayan önemli bir estetik ve sembolik unsuru geri kazandırıyor. Kulenin yeniden şehir silüetine katılması, kültürel mirasın korunması konusunda atılan kararlı adımların bir göstergesi. Sivaslılar için bir buluşma noktası ve aidiyet kaynağı olması beklenen yapı, turizm potansiyeline de katkı sunacak. Sonuç olarak, bu proje, bir taş yığınının değil, bir şehrin ruhunun ve zamanın yeniden inşası olarak kayıtlara geçiyor.