Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, Türkiye’nin 1 Ekim 2024’te Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele eden ve bu süreçte 2 trilyon dolara yaklaşan ekonomik kayıp yaşayan Türkiye’nin, yeni dönemde çok yönlü kazanımlar elde etmeye başladığını söyledi.
“Bu rakamlarla Türkiye baştan inşa edilebilirdi”
Yüksel, terörle mücadelenin yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda çok büyük bir ekonomik yük olduğunu belirterek, yaşanan maddi ve manevi kayıpların büyüklüğüne dikkat çekti. Köylerin yıkıldığı, şehirlerin tahrip olduğu ve yatırımların aksadığı uzun yılların ardından Türkiye’nin artık yeni bir sayfa açtığını vurguladı.
“40 yılda 2 trilyon dolara yakın bir kayıp telaffuz ediliyor. Bu bütçeyle tüm okullar modern kampüsler olarak yeniden yapılabilir, yüzlerce araştırma üniversitesi kurulabilir, hızlı tren ağları ülkenin büyük bölümüne yayılabilirdi. Binlerce fabrika, baraj ve altyapı yatırımı hayata geçebilirdi.”
Yüksel, en büyük temennilerinin artık hiçbir vatan evladının toprağa düşmediği, annelerin gözyaşı dökmediği bir Türkiye olduğunu söyleyerek, “Türkiye gelecek 40 yılını terörle kaybetmemeli” dedi.
“Terörün olmadığı Türkiye’de yatırım ortamı güçlenecek”
Doç. Dr. Yüksel, “Terörsüz Türkiye” sürecinin ekonomik etkisinin en çok yatırım ortamında hissedileceğini belirtti. Güvenliğin artmasıyla birlikte hem yerli hem de yabancı yatırımcıların risk algısının azalacağını söyleyen Yüksel, şöyle devam etti:
“Güvenli bir ülkeye sermaye daha kolay girer. Riskin azalması yatırım iştahını artırır, üretim genişler, istihdam büyür ve işsizlik doğal olarak geriler. Üstelik terörle mücadeleye ayrılan büyük bütçeler artık eğitime, sağlığa, teknolojiye ve altyapıya yönlendirilecek.”
Bölgede göç duracak, turizm ivme kazanacak
Yüksel’e göre süreç, yalnızca ekonomi açısından değil, sosyal ve kültürel yaşam açısından da önemli değişimler getirecek. Terörün yoğun yaşandığı bölgelerdeki göçün duracağını, hatta tersine dönüşler başlayacağını ifade eden Yüksel, bölgenin canlanmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“Toplumsal güven arttıkça korku kültürü zayıflayacak. Özellikle doğu ve güneydoğuda büyük bir turizm potansiyeli zaten vardı. Güvenli ortam sağlandığında bu bölgeler yerli ve yabancı turistler için cazibe merkezine dönüşecektir.”
“Türkiye Yüzyılı hedefi için kritik bir adım”
Yüksel, Türkiye'nin uluslararası arenada da güvenli ve istikrarlı bir ülke imajının güçleneceğini, Asya ile Avrupa arasında güvenilir bir köprü rolünün pekişeceğini vurguladı.
“Türkiye Yüzyılı hedefi için ‘Terörsüz Türkiye’ süreci çok önemli bir adımdır. Gelecek nesillere barışın, kardeşliğin ve refahın hâkim olduğu güçlü bir Türkiye bırakmak zorundayız.”
