Allah’ın selamı ile selamlamak istiyorum, bu güzel ay da tüm Bizim Sivas okurlarını. Yazılarımız ile alakalı ''severek okuyoruz'' diye mesajlar almak tabi bizleri de sevindiriyor. O yüzden ilk başta teşekkür etmek istedim. Çok bildiğim için yazmıyorum elbet de ama öğrenmek en büyük temennim, ilmin serin ve selametli kollarına kendimizi teslim ettik. Bazen anlatanlar safında, kimi zaman dinleyenler safında oluruz hayat yolculuğunda, hayat bir yolculuk ve bu yolculuk da aynı şekilde yol almamız mümkün değil elbet de.

Saflarımız sıkça değişir bizi gönenmiş yenilenmiş hissettiren her safa talibiz. Kimi zaman bir yazı okurken fark ederiz, üstüne basıp geçtiğimiz toprağın güzelliğini. Tüm çiçekler bile bizim için açar  ve bizim hizmetimiz içindir kainatta  var olan her şey, şükrün kapısı da tekrar tekrar açılır. Gül de bizim için yaratılmış papatya da, insanın hayatını süsler ikisi de. Kıpkırmızı kadifemsi yaprakları ile nasıl bir güzellik saçar insana. Salınır inceden inceye. Tüm bu güzelliklerle meşk ederken bir ayet ile irkilirsin: ''Biz insana kalem ile yazmayı öğrettik.''

Kelimeler de kaybolmak, yazarken, okurken kelimelerin kendi içinde bir ahengi var. Hayatın olmazsa olmaz rutinlerinden yorulan insan için bir sığınak. Yazmak... İnsanın kendine yapacağı en iyi yatırımlardan biri de kelime haznesini geliştirmek olmalı sanırım. Kelimelerin eşsiz yolculuğuna çıkmak duygu dünyamıza ses olacak. Bir deyim bir atasözü insana neler neler katar.

Radyo programıma şehrin sevilen isimlerinden birini davet ettim. Çeşitli aksaklıklardan dolayı “acaba ertelesek mi hocam şartlar iyileşsin öyle davet edelim” deyince, kızım ''Yar uçtu gün tozar'' dedi. Aslında daha önce de duyduğum bir söz olsa da bu deyim beni o an çok etkiledi. O günden sonra çok da ertelemedim yapmam gereken işleri. Bana sadece bir deyim değil bir de bakış açısı kazandırmıştı

Hep bahsedilir bakmak ile görmek arasındaki fark! Buna vizyon deyin, farkındalık deyin, bakış açısı deyin adına ne derseniz deyin sizi aynı kapıya götürecek. Hayattan zevk almak için demiyorum o biraz haz gibi anlaşılıyor. Haz ise geçici bir şey. Yaşamı fark etmek için kelamla, kalemle arayı iyi tutmak lazım. Bu kadar sanat ve zanaat ile yaratılmış insan, bitki gibi bir yaşamın içinde olursa yaşam boyu bir safı olmaz. Yaşamak yalnızca soluk alıp vermek olmasa gerek! Akıl her insana verilmiş bir nimet, iş algımızın açık olması belki de. Ben de kendi yaşam öyküm de hep anlamlandırmaya çalıştım, yoluma çıkan her şeyi bazen bir kelimeyi, bazen bir deyimi bazen de bir kitabı. Yazarken de muradım öğrenmek hissetmek kelimelerin dansını izlemek belki de. Belki o an benim yazımı okumak için aldınız elinize gazeteyi . Belki de bir bankının üzerinde hasbel kader karşılaştık sizinle. Ben bu tanışmışlık dan çok memnunum tanışma şekli ne olursa olsun.  Görüşlerinize her zaman talibim.

Bir sonraki yazı da kim bilir hangi kelimeler ahenk içinde savrulacak .  Buluşmak duası ile.