Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunan ve mimari dehasıyla dünyayı kendine hayran bırakan 8 asırlık Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nın meşhur kapısında, her yıl belirli dönemlerde ortaya çıkan ve adeta Kuran okuyup namaz kılan bir insanı andıran esrarengiz gölgeler, bu yıl da gözlenmeye başlandı. Bu olağanüstü ana tanıklık etmek isteyen yüzlerce kişi, Sivas'a akın ediyor.
UNESCO Mirasında Gizemli Işık Oyunu
Türkiye’de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren ilk eser olma unvanını taşıyan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 9 yıl süren kapsamlı restorasyon çalışmalarının ardından geçtiğimiz yıl (2024) yeniden ibadet ve ziyarete açılmıştı. Açıldığı günden itibaren ziyaretçi akınına uğrayan bu eşsiz yapının Batı kapısı olan Taç Kapı'da, özellikle Mayıs ile Eylül ayları arasında oluşan ve "Kuran okuyan ve namaz kılan insan gölgesi" olarak adlandırılan silüet, bu yıl da meraklılarıyla buluşmaya başladı. İkindi namazından yaklaşık 45 dakika önce belirmeye başlayan insan silüeti, adeta Kuran okur bir vaziyetteyken, namaz vakti girdiğinde ise ellerini bağlayarak kıyama durmuş bir şekle bürünüyor.
Ziyaretçiler Hayretler İçinde İzliyor
Türkiye’nin dört bir yanından Sivas'a gelen yerli ve yabancı turistler, yüzlerce yıldır sadece belirli dönemlerde gözlemlenebilen bu etkileyici ana şahitlik etmenin heyecanını yaşıyor. Taç Kapı'da oluşan gölgeyi büyük bir hayret ve ilgiyle izleyen ziyaretçiler, bu anı fotoğraflayarak ölümsüzleştiriyor. Cami mihmandarından hem bu gizemli gölge olayı hem de caminin eşsiz taş işçiliği ve yüzeyindeki binlerce farklı motif hakkında detaylı bilgiler alıyorlar.
Kapıda oluşan insan silüetlerini hayretler içerisinde izlediklerini belirten ziyaretçiler, "Burada olup bu ana şahitlik ettiğimiz için çok mutluyuz. Bu, kesinlikle hesaplanarak, büyük bir dehayla yapılmış bir iştir. Aksi halde bunun kendiliğinden tesadüfen oluşması mümkün değildir," ifadeleriyle hayranlıklarını dile getiriyorlar.
Taşın Sanata Dönüştüğü Eşsiz Bir Mimari
Dünyada eşi benzeri bulunmayan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, yüzeyindeki her biri birbirinden farklı ve asimetrik yaklaşık 10 bine yakın motifle adeta bir taş danteli gibi işlenmiş. Caminin banisi Mengücek Şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah iken, Darüşşifa ise eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılmış. 1228 yılında yapımına başlanıp 1243 tarihinde tamamlanan bu muhteşem yapının mimarı ise Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah’tır. Birçok gizemi ve sembolü bünyesinde barındıran caminin en dikkat çekici özelliklerinden biri de, mimarının bilinen ilk ve son eseri olmasıdır. Bu durum, yapıya ayrı bir esrarengiz hava katmaktadır.