TEMEL DEĞERLER “MİLLET”-5

Bugün Türk Milletini uyandıracak, topyekûn bir ülkü etrafında toplayacak ve bu yönde harekete geçirmeye sevk edecek maalesef toplumsal bir hedef mevcut değildir. İnsanlar, kapitalist ve materyalist dünya düzeni içerisinde kâh günü kurtarma derdinde; kâh hayattan daha fazla keyif alma uğraşları içerisinde ömürlerini tüketmektedirler. İstekler ve arzular günümüz yurdum insanının en önemli meşgalesi olmuş durumda. İnsanların enerjilerinin büyük bir kısmı, bu dünyalıkları elde edebilme yolunda berhava olmakta. Bireyler varlıklarını kendileri ve aileleri için adamakta ve hayat adına vermiş oldukları bütün mücadeleleri de yine bu iki şık uğruna yapmaktadırlar. Bu bağlamda toplumdan giderek uzaklaşan hatta toplumdan kopan bireyler, toplumu da maalesef yozlaşmaya açık hale bırakmaktadırlar. Günümüzde “toplumsal yozlaşmaya” hemen hemen her alanda tanık olmak mümkündür. Şu an toplum içerisinde müthiş bir değer karmaşası yaşanmakta ve maalesef “faydacılık” toplumun büyük bir kesiminde etik kuralların, değerlerin ve hatta kutsalların kısacası her şeyin önüne geçmiş vaziyette. Toplum adına yaşanılan bu istenmeyen durumlar, doğal olarak Türk Milletinin karakteristik yapısını da olumsuz etkilemektedir. Neticede millet adına topyekûn bir hareketlilik ya da toplumsal düzeni, istikrarı ve güveni sağlama adına örgütlü bir birliktelik ne yazık ki gerçekleşememektedir. Bu durumun en önemli müsebbibi milletimiz adına, önüne toplumsal bir hedefin konulamaması ve öngörülememesidir. 

Sosyolog Ahmet Arvasi, toplumla bağları gevşeyen kişilerde egoizm ve güvensizliğin artacağını, bu aşamada ferdin kalabalık içinde yalnızlaşacağını söyler. Yalnızlaşan bu insanların tekrar toplum olmak için uğraşacaklarını ancak bu teşkilatlanmanın maddi olmak kadar bir iman, ahlak ve ülkü bütünleşmesine dönmedikçe başarılı olamayacağını ifade eder. 

Velhasıl milletimizin şu an en önemli eksikliği beslenme kaynaklarının tıkanmış durumda olmasıdır. Bundan dolayı vatandaş olarak “milli şuur” denilen olguda da, bir türlü istenilen düzeyde uyanma gerçekleşememektedir. Gençlik, küreselleşen dünya içerisinde başta sosyal medya ve diğer kitle iletişim araçları aracılığıyla sunulan izlenceler etkisiyle kendi kültür ve değerlerini kıyaslayarak acımasızca sorgulayabilmekte, akabinde de hayranlık dürtüleri geliştirerek değerlerine yabancılaşabilmektedir. İş bazen o raddeye dayanmaktadır ki; bireyde kendi milletine karşı “Aşağılık duygusu” gibi saçma fikirler peyda olmaktadır. 

Türk Milleti, özü itibariyle yani mayası oldukça sağlam bir millettir. Gerek toplumsal duyarlılıklarda, acılarda gerekse milli ve manevi sevinç ve kutlamalarda milletimizin her bir ferdinin ortak tepkisi her daim pozitif ve yapıcı yönde olmuştur/olmaktadır. Günümüz itibariyle milletimizin dış kabuğunda bazı çatlaklar oluşturabilmeyi başarabilmişlerse de; bu durumu şimdilik öze tasallut ettirememişlerdir. Bundan ötürü toplum adına gerekli önlemlerin alınması son derece elzemdir. Toplumsal çözülmelerin yavaşlatılması, milli ve manevi anlamda toplumun tek yürek şahlanarak hareket edebilmesi için toplumun önüne herkesi kapsayacak, herkesi hareketlendirecek bir hedefin, toplumsal bir gayenin getirilmesi şarttır.