TEMEL DEĞERLER “BAYRAK”
Bayrak ve ulusal marş, bağımsızlık yolunda ülkelerin olmazsa olmaz iki önemli etkenidir. Bayraklar, toplumların tarihini, kültürünü, değerlerini ve kimliğini yansıtan öğelerdir. Bu durumu ülke bayrakları üzerindeki renklerden ve sembollerden çıkarabilmekteyiz. Her ülke bayrağındaki renk, şekil ve semboller; belli bir kutsalı, değeri işaret etmektedir. Bayrak, var olmanın ve bağımsızlığın sembolüdür. Bir milletin, diğer ülkelerce ulusal arenada varlığının tanınırlığını sağlayan en önemli alamet hiç kuşkusuz bayraktır.
Ülke insanları farklı dil, din, ırk, renk ve mezheplere tabii olsalar da onları bir çatı altında tutan güçlü bağları vardır. Birlikte toplum olma hüviyeti kazanan ve bu süreçte gelişen aidiyetlik duygusuyla insanlar farklılıklara da sahip olsalar, yine de toplumda var olan bağlarla güçlü birliktelikler kurarlar. Bu bağlamda bayrak, toplumlar adına en önemli birleştirici bağdır. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Zaza’sı, Abaza’sı, Gürcü’sü, Arnavut’u, Boşnak’ı, Çeçen’i, Süryani’si ve daha birçok etnik gurubu bir arada tutan ve onlarda aynı duygu yoğunluğunun oluşmasını sağlayan unsurlardan biri de Türk Bayrağı’dır. Türk Bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla şereflenmiş olan, tüm vatandaşların onuru, namusu ve kutsalıdır. Milli müsabakalarda, bayramlarda, milli yaslarda, kurtuluş günlerinde milletimizin ortak rengi kırmızı-beyazdır.
Türk Bayrağı, dikdörtgen kırmızı zemin üzerinde beyaz ay ve yıldız şekillerinden ibarettir. Bayrak üzerinde yer alan sembollerle ilgili Hilal’in İslamiyet’i, yıldızın ise Türklüğü sembolize ettiği iddiası baskındır. Bayrağımızın kırmızı rengi ise şehit atalarımızın kanlarından gelmektedir. Bayrağımızın oluşumu ile ilgili çeşitli rivayetler mevcuttur. Özellikle çocukluk yıllarından beri –Kimileri Kosova Savaşını, kimileri de Sakarya Savaşı’nı kastederek- savaş esnasında şehit askerlerimizin kanlarının bir yerde biriktiği, bu biriken kan gölünün üzerine hilal ve yıldız görüntülerinin yansıdığı, bu şekilde bayrağımızın oluşma fikrinin filizlendiği anlatılır. Bu durumun yanı sıra Türk Bayrağı’nın bilinen tarihçesi ise oldukça eskilere dayanır. Türk Bayrağı üzerinde yer alan beyaz ay ve yıldız figürlerinin daha önceki Türk devletlerinin bayraklarında da kullanıldığını bilmekteyiz. Bayrağımızın bugünkü şekline benzer ilk kullanımını Osmanlı Devleti’nde III. Selim (1793) zamanında görürüz. Kırmızı zemin üzerinde, beyaz hilal ve sekiz köşeli yıldız (Zafer anlamında) hâkimdir. Daha sonra I. Abdülmecid (1844 Tanzimat) döneminde bayrak bugünkü halini almıştır.
Her ülke bayrağı, kendi milleti adına belli bir anlam yoğunluğuna sahiptir. Türk Bayrağı da Türk Milletinin onuru, gururu ve kırmızı çizgisidir. Merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy, milletimizin bayrak hassasiyetini şu sözlerle ifade etmektedir;
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!”
Türk Bayrağı, özelinde barındırdığı anlam yoğunluğu ile her bir Türk ferdinin gözünü kıpmadan canını feda etmesine sebeptir. Bundan dolayı saygıların en büyüğü onadır. Bayrak, kesinlikle bir örtü niyetiyle yere ya da başka bir yere serilemez. Ondan kıyafet yapılıp giyilemez. Çünkü bayrak basite alınabilecek bir öğe değildir. Ancak hepimizin şahit olduğu üzere bazı durumlarda bayrak örtülebilir. O da bilindiği gibi şehitlerimizin ve bu devlet için değerli hizmetlerde bulunmuş şahsiyetlerin cenazelerinde kullanılmaktadır.