Sivas’ta kış aylarının gelmesiyle birlikte evlerde geçirilen vakit artarken, mutfaktaki gizli düşman besin alerjileri de yüzünü göstermeye başladı. Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Özdamar, alerjik reaksiyonların genellikle gıdaya maruz kaldıktan sonraki ilk 1-2 saat içinde başladığını ifade ediyor. Sivaslı vatandaşların vücutta oluşan basit bir kızarıklığı "geçer" diyerek önemsememesi bazen en büyük hata oluyor. Vücutta ani gelişen kaşıntı, hapşırık, burun akıntısı veya kusma gibi belirtiler, vücudun verdiği bir alarm sinyali olabilir. Bu belirtiler hafif seyretse de, saniyeler içinde solunum yollarını etkileyen daha ağır bir tabloya dönüşme potansiyeline sahiptir.
Uzman Onayı Olmadan Diyet Yapmak Çocukları Yetersiz Besliyor
Sivas’ta aileler arasında en sık görülen yanlışlardan biri, çocuk alerji uzmanına danışmadan kendi gözlemleriyle çocuklarına diyet uygulamak. Komşu tavsiyesi veya internetten bakılarak çocuğun beslenmesinden süt, yumurta ya da kuruyemiş gibi temel gıdaların çıkarılması, gelişme çağındaki çocuklarda beslenme kalitesini bozuyor. Dr. Özdamar, gereksiz kısıtlamaların çocukların büyümesini olumsuz etkilediğini vurguluyor. "Kendi kendinize teşhis koymayın" uyarısında bulunan uzmanlar, Sivas’taki hastaların mutlaka bir uzman kontrolünde test yaptırması ve sadece gerekli olan besinlerden kaçınması gerektiğini belirtiyor.
Gizli Alerjenler ve Mutfaktaki Görünmez Tehdit

Besin alerjisi olan bireyler için dışarıda yemek yemek ya da market alışverişi yapmak adeta bir mayın tarlasında yürümek gibi. Dr. Özdamar, Sivaslı tüketicilerin etiket okuma alışkanlığını mutlaka kazanması gerektiğini söylüyor. Çünkü hiç umulmadık bir atıştırmalığın içinde bile alerjen madde gizli olabiliyor. Sadece bu da değil; restoranlardaki "çapraz temas" riski de hayati bir konu. Alerjen bir besinin yemeğin içinde olmaması yeterli değil; aynı tezgahın kullanılması, aynı bıçakla kesim yapılması veya aynı kapta pişirilmesi bile şiddetli reaksiyonları tetikleyebiliyor. Bu nedenle seyahatlerde uçak ekibinden otel restoranına kadar her birimin bilgilendirilmesi hayati bir önlem olarak karşımıza çıkıyor.
Ölüme Karşı Saniyelerle Yarış: Adrenalin Hayat Kurtarıyor
Besin alerjilerinin en korkulan boyutu olan "anafilaksi", yani alerjik şok tablosu, bilinç kaybı ve tansiyon düşmesi gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu noktada Dr. Emre Özdamar, "zaman" vurgusu yapıyor. Özellikle 15 kilonun üzerindeki çocuklar ve yetişkinler için reçete edilen adrenalin oto-enjektörlerinin her an el altında olması gerekiyor. Nefes darlığı veya hırıltı başladığında, hastaneye gitmeyi beklemeden adrenalinin uygulanması hayat kurtarıyor. Sivas gibi kış şartlarında hastaneye ulaşımın zorlaşabildiği bölgelerde, bu tür acil durum kitlerinin doğru kullanımı ve zamanında müdahale edilmesi, ölümle yaşam arasındaki ince çizgiyi belirliyor. Uzmanlar, kulaktan dolma bilgilere değil, sadece tıbbi gerçeklere güvenilmesi gerektiğini hatırlatıyor.