Sivas'ın tarihi kalbi Gök Medrese, bu kez taş duvarları arasında asırları aşan bir diyaloğa ev sahipliği yapıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün güç birliğiyle hayata geçirilen "Selçuklu Mimarlığı Nasıl Okunur?" sergisi, geçmişin izlerini geleceğin tasarımlarıyla buluşturarak ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor.
Sivas'ın simge yapılarından Gök Medrese'de kapılarını açan sergi, sanat, tarih ve akademi dünyasını bir araya getirdi. SCÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Cem İnan, Belediye Başkan Yardımcısı Rahman Kaan Başlan ve Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan gibi önemli isimlerin katılımıyla gerçekleşen açılış, Selçuklu mirasının günümüzdeki yankılarını gözler önüne serdi.
GEÇMİŞLE GELECEK ARASINDA GÜÇLÜ BİR KÖPRÜ
Açılış konuşmasında serginin önemine dikkat çeken Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Cem İnan, Selçuklu eserlerinin modern bir sanat diliyle yeniden yorumlanmasının ufuk açıcı olduğunu vurguladı. Prof. Dr. İnan, "Bu çalışmalar, geçmiş ile gelecek arasında güçlü bir köprü kurmaktadır. Öğrencilerimizin özgün fikirleri ve estetik yorumları, kültürel farkındalığın artmasına paha biçilmez bir katkı sağlıyor. Bu, tarihsel mirasa sahip çıkmanın en yaratıcı yollarından biridir," diyerek projenin sadece sanatsal değil, aynı zamanda akademik bir zafer olduğunu ifade etti.
82 PAFTADA GİZLENEN SIRLAR
Peki, sergide ziyaretçileri tam olarak ne bekliyor? Fakülte Dekanı Prof. Dr. Uğur Tuztaşı, bu sorunun cevabını detaylarıyla paylaştı. Sergi, toplam 82 paftalık dev bir çalışmadan oluşuyor. Bu çalışmaların merkezinde, Mimarlık Bölümü öğrencilerinin Sivas'taki Selçuklu yapılarını adeta bir dedektif gibi inceleyerek hazırladıkları "minyatür analizler" bulunuyor. Bununla da kalmayan öğrenciler, bu tarihi referanslardan aldıkları ilhamla, Selçuklu Araştırmalar Merkezi için geliştirdikleri tamamen özgün ve modern bina tasarımlarını da sergiliyor.
GÖK MEDRESE SADECE BİR YAPI DEĞİL, BİR BULUŞMA NOKTASI
Etkinliğin ev sahibi Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Ali Çalışkan ise Gök Medrese'nin yaşayan bir kültür merkezi olduğuna dikkat çekti. "Bu tarihi yapı, sadece taş ve harçtan ibaret değil; kültürel ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapan canlı bir buluşma noktasıdır," diyen Çalışkan, üniversite ile kurulan bu verimli iş birliğinin gelecekte de yeni projelerle devam edeceğinin müjdesini verdi.
