Doğal kaynaklarıyla ünlü olan Sivas, yalnızca kış turizmiyle değil, yaz aylarında da şifa dağıtan doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Balıklı Kaplıca, Yılanlı Çermik ve Sülüklü Göl gibi bölgeler, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin sağlık sorunlarına çözüm bulduğu alanlar arasında yer alıyor.
Sülüklerin şifa kaynağı olduğu göl: Sülüklü Göl
Sivas’a 103, Zara’ya ise 33 kilometre mesafede bulunan Şerefiye köyünde yer alan Sülüklü Göl, sarıçam ormanları ile çevrili, doğal bir güzellik olarak ön plana çıkıyor. Dipten kaynayan sulardan beslenen sülükler, bölgeye gelen sağlık turistlerinin tedavilerinde kullanılıyor. Sülükler, özellikle atardamar ve toplardamar hastalıklarıyla, iltihaplı ve iltihapsız eklem romatizması gibi hastalıkların tedavisinde etkilidir. Yüzyıllardır geleneksel tedavi yöntemleri arasında yer alan sülük tedavisi, Sülüklü Göl’deki doğal ortamda modern sağlık turizmi ile birleşiyor. Göl kıyısında yer alan sarıçam ormanlarında piknik yapma imkanı da bulan ziyaretçiler, hem doğal güzelliklerin tadını çıkarıyor hem de sağlıklarına kavuşuyor. Sülüklü Göl, bu özelliğiyle sağlık turizminin yükselen yıldızlarından biri haline geliyor.
Ekolojik dengenin korunması gerekiyor
Sivas'ın sağlık turizmi açısından oldukça önemli bir yere sahip olan Sülüklü Göl, büyüklük ve sağlık potansiyeli açısından oldukça değerli. Ancak, gölden sülük toplamak isteyen bazı kişilerin doğal dengeyi bozması, bölgenin ekolojik yapısına zarar verme riski taşıyor. Göldeki sülüklerin doğal yollarla yaşaması ve tedavi amaçlı kullanılmaları, bölgenin korunması için büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, güvenlik önlemlerinin arttırılması ve bölgeye yapılan ziyaretlerin ekolojik dengeyi bozmadan gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Sivas’ın bu değerli doğal alanı, hem sağlığa fayda sağlamak hem de doğanın korunmasına yardımcı olmak adına sorumlu bir şekilde kullanılmalıdır. Sivas'ın şifa veren doğası, özellikle Sülüklü Göl ile sağlık turizmi açısından önemli bir merkez haline gelmiş durumda. Ancak, bu eşsiz doğal kaynağın korunması ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması, gelecekteki sağlık turizmi için de büyük bir önem taşıyor.