Yapay zekâ teknolojilerindeki hızlı ilerleme, iletişim ve pazarlama dünyasında köklü bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Reklamcılıktan sinemaya, sosyal medyadan marka iletişimine kadar birçok alanda artık yapay zekâ ile oluşturulan dijital avatarlar ve influencerlar sahnenin merkezine yerleşiyor. Markalar için yeni bir iletişim aracı olarak öne çıkan bu dijital karakterler, sundukları avantajların yanı sıra kriz ve güvenlik riskleriyle de tartışma yaratıyor.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ömer Aydınlıoğlu, yapay zekâ influencerların iletişim sektöründe giderek daha güçlü bir aktör haline geldiğini belirterek, olası risklere karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Yapay Zekâ Influencerların Sayısı Hızla Artıyor
Yapay zekâ destekli dijital avatarların insan influencerlara kıyasla birçok avantaja sahip olduğunu ifade eden Aydınlıoğlu, bu teknolojinin özellikle zaman, maliyet ve süreklilik açısından markalara büyük kolaylık sağladığını söyledi.
“İnsanların belli bir sürede yapabileceği işleri çok daha kısa sürede gerçekleştirebilen yapay zekâ, hayatı kolaylaştırdığı için hemen her sektörde tercih ediliyor” diyen Aydınlıoğlu, reklamcılık ve sinema başta olmak üzere iletişim alanında yoğun bir kullanım gözlemlendiğini belirtti.
Yapay zekâ influencerların kişiselleştirilebilir, yorulmayan, hastalanmayan ve kesintisiz içerik üretebilen yapılarıyla öne çıktığını dile getiren Aydınlıoğlu, yaptığı literatür taramalarında dünya genelinde 400’ün üzerinde yapay zekâ influencer bulunduğuna dikkat çekti. Bu sayının her geçen gün arttığını da sözlerine ekledi.
Avantaj Çok, Ancak Riskler de Göz Ardı Edilmemeli
Günümüzde bazı şirketlerin yalnızca yapay zekâ influencer üretip markalara “dijital marka yüzü” hizmeti sunduğunu belirten Aydınlıoğlu, bu karakterlerin hedef kitleyle etkileşim konusunda da oldukça başarılı olduğunu söyledi.
“Bilgisayar üretimi dijital varlıklar olmalarına rağmen, sosyal medya üzerinden insan influencerlarla kıyaslanabilir bir etkileşim yakalayabiliyorlar” diyen Aydınlıoğlu, buna rağmen yapay zekânın insan iş gücünü tamamen ortadan kaldıracağı yönündeki kaygılar için henüz erken olduğunu ifade etti.
Her teknolojik gelişmede olduğu gibi, yapay zekâ influencerların da avantajlarının yanında dezavantajları bulunduğunu vurguladı.
Duyguyu Anlamak ve Krizi Yönetmekte Zorlanıyorlar
Yapay zekâ influencerların en zayıf noktalarından birinin duygu aktarımı olduğunu belirten Aydınlıoğlu, insan influencerların empati kurma ve duyguyu ifade etme konusunda çok daha başarılı olduğuna dikkat çekti.
“Yapay zekâ influencerlar, dijital varlıklar oldukları için duyguyu algılama, anlamlandırma ve aktarma noktasında zorlanıyor. Özellikle sosyal medya krizlerinde bu durum ciddi bir risk oluşturuyor” dedi.
İnsan influencerların kriz anlarında daha hassas ve kontrollü hareket edebildiğini belirten Aydınlıoğlu, yapay zekâ temelli sistemlerin bu tür durumlarda yeterince esnek olamadığını ifade etti.
“Yapay Zekâdaki Bir Sorun Geri Dönüşü Olmayan Sonuçlar Doğurabilir”
Aydınlıoğlu, yapay zekâ influencerların dijital saldırılara ve kötü niyetli kullanımlara açık olmasının da önemli bir güvenlik riski taşıdığına dikkat çekti.
“Yapay zekâ sistemleri amaçları dışında kullanılabilir hale gelebiliyor. İnsanlar yorulabilir, hastalanabilir ancak kriz yönetimi ve güvenilirlik açısından hâlâ daha avantajlı. Yapay zekâda yaşanabilecek bir sorun ise geri dönüşü olmayan sonuçlarla karşımıza çıkabilir” ifadelerini kullandı.
Uzmanlara göre yapay zekâ influencerlar, iletişim sektöründe önemli bir dönüşümün habercisi olsa da etik, güvenlik ve kriz yönetimi boyutlarıyla dikkatle ele alınması gereken bir alan olarak öne çıkıyor.
