Nereden bilirdim ki, sevmediğim, nefret ettiğimi bir reklam sloganı pat diye bütün içtenliğimle ağzımdan dökülüverecek:
“Oh bee!”, “Oh beee!”
Geçmişi on yıl önceye dayanır: Aşık Veysel’in 40. Ölüm yıl dönümüydü. Ona ilişkin üç kitap yazmıştım. İkisini İBB, Diğerini Sivas Platforma yayınlamıştı.
1973 yılından beri Gülhane Parkı’ndaki Aşık Veysel anmalarında bulunur, etkinliklerde anlatırdım. İstanbul’da “Aşık Veysel” denilince akla gelen isimlerden biriydim. Konferans isteklerine yetişmeye, gazete ve dergilere her yıl değişik yönünü anlatmaya çaba harcardım. Aşık Veysel gibi onlarca gelmiş, geçmiş ya da günümüzün âşıklarına ilişkin çalışmalar yapmama, kitaplar yazmama rağmen, yalnız Aşık Veysel ile özdeşleşmiştim.
Makalenin devamını istanbulgazetesi.com.tr'den okuyabilirsiniz.