Harflerin meyvalarla tanıtılmasından olsa gerek, hayal meyal hatırlıyorum. Ben de meyvelerin tadını hayvanlara benzetirdim.
Örneğin elma inekse, armut mandaydı. Büyüyüp, damarlarıma deli kanlar yürüdükten sonra, türlü aşk hikayelerine, şiirlere kalbim pat çat ermeye başladıktan sonra, teşbihler tür değiştirdi. Artık kaşları yaya, kirpikleri oka, gözleri bademe, yanakları elmaya, burunları hokkaya, dudakları kiraza benzetiyor oldum. Güzeli güzele benzetiyordum.
İlle gözler, ille de gözler. Onları efsun bulutlarına sarıp sarmalayan hizmetçileri kirpikler ve kaşlardı. Bütün olarak bir çift bakışı ve edalarıyla aşk bağının kapısını aralayan güzeli göre bilmek imkanını bulursan yandın demekti.
Makalenin devamını istanbulgazetesi.com.tr'den okuyabilirsiniz.