Benzin kuyrukları başladı.
Ekmek kuyrukları artık daha uzun.
Vatandaşlar, 50 kuruş daha ucuz benzin ve ekmek almak için uzun kuyruklar oluşturuyor.
Yoksa 70’lere mi döndük?
…
Dışarı çıkıyorum, esnaf esefle başını sallıyor, ah ah ortalık çok kötü ağabeycim diyerek.
Esnaf yetmiyormuş gibi, gündemden haberdar olayım diye gazeteleri açıyorum. Başlıklara göz gezdirdikçe, içimdeki tedirginlik ve huzursuzluk daha katlanıyor: Dolar, euro ve altın rekora koşuyor. Benzine yine bir zam daha yapılmış. Bayat ekmek kuyrukları başlamış. Şeker, un, süt derken…
Allah’ım 70’lere geri mi dönüyoruz yoksa diyorum.
Şuan belki de bana kızıyorsunuz ve köprünün altından ne sular aktı 1973'ün 17 Ekiminden beri diyorsunuzdur. Fakat, içerisinde bulunduğumuz şu dönem, 1970'lere pek çok açıdan benzeyen hareketleri işaret ediyor.
Enerji fiyatları tırmandıkça tırmanıyor, arz talebe yetişemiyor. Altın, dolar ve euro almış başını gidiyor. Doğalgaz, petrol ve kömür tarihin zirvesinde. Market, şarküteri, giyimi saymıyorum bile…
1970’lerde ki yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve düşük büyüme ortamının tekrar yaşanacağını düşünüyorum.
Yoksullaşma başlıyor. Enflasyon çok yüksek. Resmi enflasyon yüzde 19.83 olarak açıklanmıştı. Ancak, DİSK gerçek enflasyonun yüzde 40 olduğunu söyledi. Bu da demek oluyor ki gelirlerin yüzde 40’ı yok oldu.
Sonuç olarak belirtmeliyim ki…
Eski kuyruklara geri dönüyoruz. Benzinde ve ekmekte yaşandığı gibi. Türkiye uzun yıllardır yaşamadığı, yeni kuşakların bilmediği olayları yaşamaya başlıyor ve yaşayacakta. Halk olarak büyük bir yoksulluktan geçeceğiz.
Bir Venezeuela ülkesi olacağız.
1970’leri hatırlamak dahi istemiyoruz.
…
Hanımlar/Beyler…
Ben hükümetin bir icraatını överken de, yererken de hükümetin başarısını istiyorum.
Çünkü;
Benim inancıma göre hükümetin başarısı devletin başarısıdır. Milletin hayrına olandır.
Son günlerde genel ekonomik duruma dair, kendimce kafama yatmayan şeyleri yazdım.