Cemaati doğuran, onu önce "The Cemaat" haline getirip, kapalı kendi gruplarına tapınan bir güç haline getiren ve sonra "Fetö" olarak milletin başına bela eden zihniyetle mücadele edilmiyorsa: Belanın bir gider bir başkası gelir.
Kimi kastediyorum?
Elbette bürokrasiye yerleşen ve "Paralel Yapı" ile 15 Temmuz´a kadar çok iyi uyuşan "Dikey Yapı"yı kastediyorum. Döne döne söylüyorum, söyledikçe kuduruyorlar, kudurdukça "din istismarı"na yöneliyorlar. Bu istismarın düşünce dünyamızdaki karşılığı "İslamcılığın İstismarı"dır. Kendilerine tam bir bilinç haliyle İslamcılığı yakıştıranların bunu fark edip, kendilerine yeni bir "vatanî görev" biçmeleri şarttır.
Dikey Yapı´nın iktidarın kucağında palazlanan ve İslamcıları istismar etmekle kalmayıp, an itibariyle hedefe koyan kadroları, giderek kuvvet kazanmış ve "devlet fikrini" yerle bir eden bir hüviyet kazanmıştır. Fetö ile mücadele ediyor gözüküyorlar, OHAL yetkilerini de kullanabiliyorlar ama gerçekte, "The Cemaat" gibi hareket ediyorlar. İspatı zordur ama daha ilerisi: Bu güruhun geçmişi Fetö´den asla kopuk değildir; şu an da kopuk olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bunların ahlakî esasları aynıdır ve birbirleriyle işbirliği yapmaları bu yüzdendi, bu yüzdendir.
Kendi içlerinde ?Dikey Yapı? oluşturan bürokrat, bakan, rektör, belediye başkanı, milletvekili gibi rical; ?The Cemaat? ile mücadele edenlere yardımcı mı oluyorlardı; yoksa onlarla işbirliği halinde miydiler? Fetö mensuplarının devlet içerisinde kadrolaşmasına ileri düzeyde yardımcı olanları, Fetöcülerle hangi ilişkiler birleştiriyordu? Bu ilişkilerin 16 Temmuz gecesinde birdenbire koptuğu mu düşünülüyor? Bu soruların cevabını halkın kısm-ı azamı biliyor ve seyrediyor ama elinden şu an bir şey gelmiyor.
Şu anda Fetö ile samimi olarak mücadele edenler, Ak Parti iktidarından beslenen bürokratlar değil; gerçek anlamıyla vatanperver olan, milliyetini ve devletini bilenlerdir. Bunlara geçmişte yardımcı olmayan ?Dikey Yapı?daki sahtekârların, bugün yardımcı olduklarına dair elinde bir karine olan var mı? Benim yok! Tam tersine, farklı biçimlerde engelleyenler var, sözü yumuşatmaya gerek de görmüyorum, bunlar tam anlamıyla ihanete Fetö mensupları kadar elverişli ama fırsat bulamayanlardır. Fetö ile mücadele ederken, bunların elinde devletin, devlet fikrinin örselenmesine izin vermemek gerekir.
Sayın Cumhurbaşkanı, ?Ortada bir metal yorgunluğu var. Bunu aşmamız lazım?? diyor ama eminim ?Ahlaki aşınmadan? haberdardır. Çünkü öyle yorgun filan da değiller, 15 Temmuz bile bu ahlaksızların yolunu açmıştır; Fetö´den boşalan her yere ?yedek cemaat? gibi yerleşiyorlar. Yorgun filan değiller, para ve makam için hırsla saldırıyorlar; kendilerine engel olarak gördükleri insanları ise farklı yöntemlerle etkisizleştiriyorlar. Sözü ediliyor ama arkası gelmiyor, ne olacağını merakla bekliyoruz. Tercihler yol ayrımı da olabilir: Şu an Ak Parti´de yerleşik kuvvet haline gelen ?ahlaken aşınmışlar mı?? yoksa ?kirlenmemişler mi? seçime kadar iş başına getirilecek, önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Eğer tüm Türkiye´de şekvacı olduğum şeyler yaşanmışsa ve yaşanıyorsa işimiz zor. Ama şuna da hep inandım: Aydın ve rical bozar, millet düzeltir. 15 Temmuz´un bir anlamı da budur, belki en önemli anlamı da olabilir. Bir düşünün isterseniz.
AHLAKÎ AŞINMA
Berat Demirci
Yorumlar