Tanıdığımda çok gençti ve tığ gibi delikanlıydı ve tam bir delifişek idi. Temiz bir kalbi, kolay inanan ve sevdiğine tam bağlanan bir ahlaka sahip idi. Sivas´ta değil de bir büyük şehirde gazeteci olsaydı, görünüş ve davranışıyla seçilir, meşhur olurdu. ?Yerli? vasfı ise jest ve mimiğine kadar sirayet etmişti.
Merhum Hakan Tipiler´i anlatmaya çalışıyorum.
Uzun boylu bir geçmişimiz yoktu ama ?güvenilir? bir kişilik olarak tanıdım. Tanıdığım şu altı yıl içerisinde bir defa olsun sevdiklerine karşı vefasızlığını, ekmek kapısına nankörlüğünü görmedim. Emekli olmasını çok istemiştim,çünkü çalışamaz durumdaydı ve oldu. Ecel aldı götürdü. Kalp rahatsızlığı vardı ama aldırmıyordu. Son on beş gün önce filan görüşmüştük ve Kangal İşhanı´nda
bir çay içme sözü vermiştim. Nasip değilmiş.
Sivas gazeteciliğinin hakikaten renkli bir simasıydı.
Kendi adıma onu çok özleyeceğim. Allahtan gani gani rahmet diliyorum. Aile efradına ve dostlarına sabr-ı cemil dilerim.
O hareketli ve kıt kanaat yaşama imkânı veren mesleğin içerisinde, çoğu meslektaşı gibi yalnız ve garip yaşadı. Allah mekânını cennet kılsın.