Antik şehirlere ağlarken, yaşayan şehirleri öldüren bir zihniyet, kökten namussuzdur.
ŞAİD, Palmira antik kentini ele geçirmiş ve tahrip ediyormuş.
Birleşmiş Milletler adı verilen beş ülkelik şer örgütü harekete geçmiş.
Terör örgütünün İnsanlık Mirası” sayılan bir kenti tahrip etmesini olağanüstü bir tepkiyle karşılayanlar tonla. İnsanları öldüren ama insanlık mirasına sahip çıkan bu uygarlık, tam anlamıyla antikacı bir ruh hastasıdır.
Palmira antik şehir bahanesiyle başka bir çeşit namussuzluk sahneleye bilirler. İşin başka bir tarafı da, bu terör örgütü vasıtasıyla İslam'ı barbar gösterme taktiğidir. ŞAİD'e gir derler girer, dur derler durur.
ŞAİD'in İngiltere-İsrail-Amerika ortak yapımı olduğunu anlamamak için Ortadoğu'lu olmak yetmez, bir de hain olmak lazım. Çift taraflı hainlerle dolu bir coğrafyada yaşamak, gelecek nesillere miras kalmasa bari. Çünkü ortada savaş var neden belli değil, zafer ise hayal bile edilemez. Uzun vadede ne mevcut sınırlar değişir, ne de yeni devletler ortaya çıkar. Bir an başka bir devletin kurdurulduğunu düşünsek bile, bu daima savaşan ve halkı korku içinde yaşayan bir devlet olacaktır.
Şu zavallı serokların, şeflerin peşinden koşturanlara söz anlatmanın mümkün olmadığını gördükçe söz söylemek manasızlaşıyor. Siyasetin insanı yaşatma sanatı olduğunu anlamayan cahillerin baş olduğu yerde, merhametsizlik kendiliğinden hâkim oluyor.