Türkülerin ve aşıkların diyarı Sivas'ın yetiştirdiği en önemli değerlerden biri olan Aşık Veysel Şatıroğlu, Sivaslı sanatçı Mehmet Ali Düzün'ün ellerinde yeniden hayat buldu. Geleneksel ebru sanatını kullanarak büyük ozana adanmış 40 eserden oluşan özel bir koleksiyon hazırlayan Düzün, bu çalışmasını "Aşık Veysel'e bir vefa borcu" olarak nitelendiriyor.

NEDEN EBRU SANATI SEÇİLDİ?

Kaat'ı sanatçısı kimliğiyle de tanınan Mehmet Ali Düzün, bu özel seri için neden ebru sanatını tercih ettiğini şu sözlerle açıklıyor:

"Ebru, doğayla iç içe, toprak boyalar ve su ile icra edilen bir sanat dalı. Tıpkı 'Benim sadık yarim kara topraktır' diyen Aşık Veysel gibi, ebru da özünü doğadan alıyor. Bu nedenle Veysel'i anlatmak için en uygun sanatın ebru olduğunu düşündüm."

İKİ AYLIK EMEK, YILLARIN BİRİKİMİ

Bu anlamlı seriyi hayata geçirme fikrinin uzun yıllardır aklında olduğunu belirten Düzün, karar verdikten sonra yoğun bir çalışma temposuyla seriyi sadece iki ayda tamamladığını ifade ediyor. Ancak sanatçı, "Bu iki aylık bir çalışma gibi görünse de aslında yılların birikimi ve tecrübesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur" diyerek projenin derinliğine dikkat çekiyor.

SERİDE NELER VAR?

40 parçalık bu özel koleksiyon, sadece ebru sanatının estetiğini sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Aşık Veysel'in hayatından kesitleri betimleyen eserleri de barındırıyor.

Sivas’ta motosiklet rüzgarı: Ehliyet kursları dolup taşıyor Sivas’ta motosiklet rüzgarı: Ehliyet kursları dolup taşıyor

Sanatçı, eserlerin üzerine Aşık Veysel'in unutulmaz sözlerini işleyerek hem ozanın felsefesine dokunuyor hem de ebru sanatını onun hikayesiyle buluşturuyor. Düzün, "Bu seriyle hem Aşık Veysel'in hayat hikayesinin daha iyi tanınmasına katkı sunmayı hem de Sivaslı ozanımızı doğanın sanatı olan ebru içinde yaşatmayı hedefledik" diyor.

SERGİ YOLDA

Mehmet Ali Düzün, büyük emekle hazırladığı bu 40 eserlik Aşık Veysel serisinin henüz toplu bir sergiyle sanatseverlerle buluşmadığını belirtiyor. Ancak Kültür Bakanlığı yetkilileriyle yaptığı görüşmelerin olumlu geçtiğini ve Sivas ile Aşık Veysel temalı bir etkinlik kapsamında serginin açılabileceği müjdesini veriyor.

FESTİVALDE SERGİLENEN DİĞER ESERLER VE HİKAYELERİ

Sanatçı Düzün, geçtiğimiz günlerde Sivas'ta düzenlenen Yaşayan Miras Festivali'nde de iki eseriyle yer aldı. Özellikle Hamamcızade İsmail Dede Efendi tablosu yoğun ilgi gördü. Düzün, bu eserin hikayesini şöyle anlatıyor:

"Bir hattat dostumuzun oğluma hediye ettiği 'Hamamcızade İsmail Dede Efendi' yazısını tablolaştırdık. Dede Efendi'nin hamamcı kültüründen gelen mahlasına ithafen hamam kubbesi çalıştık, Hüzzam Ayin-i Şerif'ini ekledik, çevresine Türk sazlarını minyatürlerle işledik ve yaşadığı döneme ait bir resmini de kullandık."

Festivaldeki diğer eseri ise musikinin gücünü anlatan ilginç bir hikayeyi görselleştiriyor:

"Tamburi Cemil Bey'in anılarında geçen, musiki dinlemek için ağaçtan sarkan bir örümceğin hikayesini bu eserde işledim. Musiki başlayınca inen, bitince yukarı çıkan örümceğin bu naif hikayesi, geleneksel resim sanatımızla buluştu."

Usta sanatçı, gelecek projeleri arasında Sivas'ın manevi büyüklerinden İhramcızade Hazretleri için de bir eser çalışması yapma isteği olduğunu sözlerine ekledi.

Muhabir: Selim Çetinkaya