Eskiden kapitalistçe gördüğümüz işlerle uğraşanlardan uzak dururdu, İslamcı bilinenler. Sivas´ın kapitalistinden ne olacak, arsa-emlak başta, kuyumcu, mağaza sahibi filan? Bazıları da kendilerine olduğundan daha fazla gösterirlerdi. Doğrusunu yanlışını bilmem, kurcalamazdım da? Değişik değişik adlar takmayı da ihmal etmezdiler. Meselâ, ar4sa emlak işlerine bakan imam efendilerden uzak durulurdu, çay ocakları, lokalleri bile ayrıydı
Teenni de yoktu, ölçü de...
O adamların suçu demek ki, biraz hali vakti yerinde olmakmış... Çoğu hem horlandıklarından hem de ilişkilerine daha yakıştığı için olsa gerek siyasî olarak da Demirelgiller partilerini desteklerlerdi. Siyasi farklılık ortadan kalktı, çoğu aynı saflarda birleşti. Sadece siyasi fark değil ortadan kalkan, o eski kapitalistlerin çoğunun şimdi "muhafazakâr-dindar"lar yanında esamisi bile okunmaz. Şehrin artık yeni kapitalistleri onlardır ve hayat tarzlarının onlar kadar mazbut olduğunu da asla düşünmüyorum. Yeni kapitalistler(!) daha hırslı, daha aç ve daha acımasızlar. Kapitalistler mi? Evet, en azından bütün davranışları Türkiye vasatına göre ?küçük burjuvazi?dir? Türlerine özgü davranışlar noktasında öncekilerden ve şu an var olan emsallerinden ayırt edilir hiçbir alametleri yoktur. Siyasi parti ve görüş farklılığı zaten yoktur.
Konuyu sadece sahip olmak yahut olmamak boyutunda ele alanların haklılık payı elbette var. Ahlaki açıdan mukayese edin ve o günleri hatırlayanlar ellerini vicdanına da koysunlar. Masonlukla, masona uşak olmakla suçlanan o zavallılar mı daha mazbuttu, yeni tüketici sınıf mı? Mazbut, daha ahlakî bir kavram gibi geliyor. Dindar-muhafazakâr yahut tersi ama tamlamanın işaret ettiği hiç bir ahlakî ölçü yok. İstisnasız herkes dindar ve muhafazakâr? Kapitalistlerimizin sahiplenebileceği başka bir sıfat da yoktur; bu sıfatı da ayrıca benimsemişlerdir.
Batıya uyarlamaya, hristiyan-demokrat kavramına denkleştirilmeye çalışılmış dindar-muhafazakâr kavramını, "kendini tanımlama" olarak da sayabiliriz. Bence Avrupa Birliği´nin inat ve ısrarı körlemesine bir hareket, çünkü ahlakî birlik gerçekleşmiştir... Şekil de kalan bazı şeyler önemli değildir, inanın çok çabuk aşılır.
Türkiye´nin kalkınması, tam rekabet piyasasına uygun bir biçimde pazar yerlerine açılması Avrupa ülkelerini rahatsız etmektedir. Sözlerini yerine getirecek bir İslam ülkesine razı olurlar, din farkını da idare ederler. Avrupa´da yükselen ırkçı hareket haçlı seferlerine benzer bir şekilde, dini kullanan ama ana sebeplerin ekonomik olduğunu gizleme politikalarına benziyor. Avrupa´nın cahil ayak takımını ?ki bu oy potansiyelidir- Türk karşıtı yapan da, Kürt yanlısı yapan da büyük patronlardır.
Türkiye´nin ekonomik olarak, yatırımcı teşebbüs zihniyetiyle zenginleşmesi arzulanmayacak bir şey değildir. Bunun insan manzarasında karşılığı ise İslam´dan giderek uzaklaşan ve hristiyan demokrat muadili, dindar muhafazakâra denk düşmektedir.
15 Temmuz bunu bana kesinlikle ihtar etmiştir?
Aza sahip olan halkın vatanı için meydanda olduğuna ben bizzat şahidim. Bir mütevazı ?milli görev? yerine getirdiler. Fetö ile mücadeleden kârlı çıkanlar ise küçük burjuvazi ve bürokratlardır. Dindar-muhafazakârların, Fetö´yü bu hâle getirmekte mesuliyetleri yokmuş gibi ?Aldandık!? deyip, ganimete dalmaları gayr-ı ahlakî bir tavırdır?
Bu güruh, 15 Temmuz öncesinde pek âlâ her türlü paralale ilişkilerini, sürdürmekteydiler. 17/25 Aralıktan sonra bile hız kesmemişlerdi. En ufak bir mücadelelerine de şahit olmadık. Bizzat bu sütunda üç senedir yazmama ikaz etmeme rağmen başını dönderip bakmayan asalak güruhu, taltif üstüne taltif, ikram üstüne ikram görmeye devam ediyor?
Allah sorsun ve burnunuzdan getirsin! Bu millete de dindar muhafazakâr kapitalist bozuntusu aşağılık tipler yerine; müslüman, girişimci, terbiyeli, gösterişi sevmeyen girişimciler nasip etsin.
Bu konu daha çok toz kaldırır?
Yazarız ve kayıtlara geçmiş olur; dünyalık ve ahretlik kayıtlara?
BATI PAZARDA RAKİP İSTEMİYOR
Berat Demirci
Yorumlar