15 Temmuz gecesi ve müteakip iki gece meydana gittim. Meydanın merkezi yerlerinde ve özel olarak kendilerini göstermek için bayrak açan tiplerle, kenarda duran ve üzerinde samimiyetinden başka bir libası olmayanları ayrıntılı olarak gözledim. Kenarda ve onların yanında yerimi de aldım elbette. Buna rağmen iki tanıdıkla karşılaştık ve günümüzün alışkanlığına uyarak bir de fotoğraf çekindik. Bu fotoğraf çekilirken: meydanın merkezî yerinde boy göstererek, sonradan ileri ve bol paralı makam kapanların, makamlarının verdiği yetki ile bana ?15 Temmuz gecesi neredeydin?? diye soracaklarını düşünmemiştim. ?Ne cesaret!? filan demeyin, çünkü cesaret değil; sadece iktidar gücüne sahip olduklarında ortaya çıkan karakterlerinin gereğini yaptılar. İşin içinde ?süt ve maya? ile ilgili taraflar da olabilir; burası Türkiye´dir?
Bazıları 15 Temmuz sonrasında kripto oluşumlar hakkındaki ifadelerimi çok sert buldular; çünkü yumuşak çıkar ilişkilerine zarar veriyordu. Az çok bu şehirde yaşadığını düşünenler başlarını elleri arasına alıp azıcık düşünecek olurlarsa, aynı insanların her dönemde iktidar ve menfaat gruplarının içinde olmadıklarında yakınlarında olduklarını, net bir biçimde göreceklerdir. 15 Temmuz, ironik bir şekilde bunlardan bazılarının makamlarını pekiştirmiş, bazılarına da yeni ikbal kapıları açmış oldu. Eski ile bir de mukayese yapalım; en azından akranlarım maziyi şöyle bir hatırlasınlar. 28 Şubatta zulüm gördüm diyerek kendilerine yüksek makamlar sağlayanlarla, 15 Temmuz sonrasında kendilerini anti-fetö gibi pazarlayanlar aynı tiplerdi? Belki de meydanda çektirdikleri o resimleri CV´lerine eklemiş ve atanmalarını ve yükselmelerini o şekilde sağlamışlardır. Parlamenter cümlesinde ve bürokraside destekçilerin varlığı zaten herkesçe bilinmektedir.
O günden bugüne kadar olup biteni takip ettiğimde: ?The Cemaat?i palazlandıran zihniyet ve o zihniyetin mümessillerinin hâlâ etkin olduklarını gördüm. STK adı verilen sahte kuruluşların baskısı ve lobi faaliyetleriyle bürokrasiye eklenen çıkarcı kesim, 15 Temmuz´u ustaca kâra çevirmeyi becerdi ve Fetö ile mücadele etmek bir yana, karatma uyguladılar. Hayıflanmıyor, sadece hatırlatıyorum. Bu ülkeyi vatan tutan Biz Türklerin, milleti ayakta tutan omurgasının genel nüfus içindeki oranı %15´tir. Bu oran, benim hata payını %3´lük iyimser çizgide tutarak vardığım bir rakamdır. Vatan şairimizin sözü tam da bu hakikati dile getirmektedir:
?Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.?
Kıtası süren bir soya ve geleceğe uzanan bir hakikate ışık tutmaktadır. Tek tek destanlarını dinlediğinizde ve ailelerinin topluca genel ahvaline baktığınızda 15 Temmuz şehitlerinin ve gazilerinin şiirde adı geçen ?Sıradağlar?ın bir uzantısını görmekte zorlanmazsınız. Şiirin son dizesinde bu vatanın gerçekte hasmı rüyada değil, topun namlusundan görenlerin olduğu ifadesini görürsünüz. Öyle değil mi? 15 Temmuz kahramanları düşmanı topun namlusundan görenler olmadı mı? Millet-i merhumenin aziz şehitlerine rahmet, gazilerine uzun ömür dilerim.
BU VATAN KİMİN?
Berat Demirci
Yorumlar