Danışman...
Aslında tehlikeli bir tür olduğuna dair şüphelerim vardı ama artık eminim...
Danışman  tehlikeli bir insan türüdür; hem kendisi de daima tehlike altındadır. Bir danışman, belki paranteze alırsak “trajedi kahramanı” olabilir. Muzip bir tarafı da vardır ama denk geldiği için söylemekte mahzur yok: Trajedi Grekçede tragos (keçi) oidie (türkü) kelimelerinden mürekkep olup, “Keçilerin Türküsü” anlamına gelir. Zavallılar, inatla en sarp kayalarda düşmeden yürümek zorundadır, bu bir keçinin tabiatında vardır ve kaderidir.
Bir defa daima karanlık bir yüzü vardır bu danışmanların; nerden gelir, nasıl gelir, ne yapar bilinmez. İçlerinde şüphesiz sorumlu olduğu alanda liyakat sahibi olanlar da vardır. Liyakat sahibi olanlar daha tehlikelidir ve tabii daha çok tehlike altındadır. Patrondan akıllı olduğunu gösterirse ipi çekilebilir, dalkavukluk etse efkâr-ı umumî tepeler.
Yani işinin ehli olup olmamakla ilgili değildir benim kanaatim. Danışmanlık kökten tehlikelidir.
Nasıl danışman olunur?
Ya ehildir, ya cahil…
Ehildir o yüzden tercih edilir ve kafasına göre takılır; göz boyama esaslı faaliyetlerle patronun gözüne girer. Bu durumda maaşından maada yüklü bir gelir sahibi de olabilir. Böyle danışmanlardan geçilmiyor ortalık; özellikle büyük şehirlerde kârlı ve fiyakalı bir iştir meselâ belediyelere danışmanlık...
Danışman cahil de olabilir ve cehaletinden dolayı tercih dahi edilebilir.
"Cahilden danışman olur mu?" diye sormayın; siyaseten bazılarına makam vermek gerekir ve cahilin birini kolayından danışman olarak atarlar. Kartvizitten kurtaran pek çok cahil danışman, öyle büyük işler yaparlar ki, patronun yaptığı eğri işlerin hepsi danışmanlara mal edilir.
Bir de aşağılık kompleksinden kurtulamayan danışmanlıklar vardır ve müzmin danışmanlar. Nerde bir komite, komisyon varsa akla derhal bu tür kontenjandan danışmanların ismi gelir... Vitrin mankeni gibi bir şeydir bu tür danışmanlar... Zayiatlı kişiliklerini danışmanlık onaramaz ama yine de gördükleri hıyara bir avuç tuz alıp seğirtmekten beri duramazlar... Acıdır ve trajedinin bence en acıklı sahnesi bile olabilir…
Bütün danışman, sayışman “vesairman”lar dışında bir yerde durmalı; ferdiyet çok kıymetli birşeydir çoook; ben kendime danışman seçecek olsam ferdiyetine, reyine kıymet verdiğim birini tercih ederdim. İyi ki, öyle bir ihtiyacım yoktur; kendi aklımla idare ediyorum; üstelik fazlasını da dağıtıyorum.
Narsisist deme sakın dostum!
Fikrin de, kibrin de zekâtı, sadakası vardır!