Anakronizm devasız bir derttir bu ülkede, azıcık senkronik düşünün bence. Kendi kendinize belagat tuzakları kurup, boşu boşuna çırpınmayın!
Can sıkıcı biliyorum ama arada bir hatırlatacağım. Dört dörtlük bir darbe teşebbüsü yaşattınız bu ülkeye ve hâlâ sözü toparlayamıyorsunuz. Haklılar ve haksızlar davası, darbenin olduğu yerde öbür dünyaya kalır; suçlu suçsuz birbirine karışır. Böyle bir durumda da hacıyatmazlar hariç hiç kimsenin kazancı olamaz. İslam literatürüne yahut tarihine göre mi darbe teşebbüsünde bulundunuz ki, haramlardan helallerden bahsediyorsunuz? Bir yanda Nemrut, bir yanda İbrahim mi var?
Malum konu, yakın tarihimizin en canlı konulardandır. Ömrümüz darbelerle geçmiştir. Darbeye teşebbüs edip de başaramayanları kimse kurtaramaz! Dış bağlantılarını ilgili ülke geri çeker, iç bağlantılarının da hesabı görülür. Böyle olmuştur. Talat Aydemir hadisesi, bu hususta tam bir ibretliktir.
Darbecinin davası iktidardır. Başardıklarında muhalif gördüklerinin canını yakar; müttefiklerini ise ihya ederler. Dünyevî hazları uğruna kimsenin kimseyi görmediği, acımasızca tepelediği bir vasatı en iyi bilenlerdenim. Haklı olmak, hiçbir şey ifade etmez; arada hancının ezildiği çok tepişmeler gördüm. Tepişen değil, hancı olmayı tercih ederim. Öte dünya daima en yakın hayattır; haksızlığa uğramak çok da önemli değildir bu dünyada.
Darbe yaparsan da ayrı bir derttir. Çünkü darbeciler önce iç rakiplerini kantara alırlar. 27 Mayıs Darbesinde Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının düştüğü durum örnektir. Fransız İhtilali´nden beri de böyle olmuştur. Darbelerin ahkâmını sanki bu büyük ihtilal belirlemiştir.
Şu an yaşanan, başarılı geçmeyen bir darbenin anatomisi olarak okunmalıdır. Belki o zaman, herkes şapkasını önüne koyup düşünme imkânı bulabilir.
?Adalet nerede?? diyorsanız, görecelidir efendim!
Dün dündür, bugün bugündür.
DARBECİLİĞİN KISA TARİHİ
Berat Demirci
Yorumlar