Evde kaldığımız süreçte çeşitli alışkanlıklarımız değişecek elbette ,fakat ekonomik anlamda sarsılmadan mevcudu korumaya çalışmamız lazım .Bende ''Davranışsal İktisatçı '' arkadaşım Fahrettin ŞEN beyefendiyle yapmış olduğum sohbeti bu haftaki köşe yazımda sizlerle paylaşmak istedim . Kendisine teşekkür ediyorum kıymetli paylaşımları için .
''Bilgi teknolojilerinin gelişmesi , mal ve hizmet akışını tüm dünyaya yayarak, ticaret hacminin büyümesini sağlamıştır. Bugün baktığımızda ülkelerin ekonomilerinde gelirin önemli kısmı tüketim harcamalarına ayrılmaktadır. Günümüzde e-ticaretin yaygınlaşmasıyla sosyal medyanın hayatımızı etkilediğini sosyal medyanın tüketimi ciddi anlamda arttırdığını, sosyal medyanın fotoğraf video paylaşım gibi seçenekleri çeşitli tüketim kalıplarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Çünkü bireyler tükettikleri ürünlerle ön plana çıkmaktan mutluluk duymaktadırlar. Maslow’un, bireylerin farklı zamanlarda farklı ihtiyaçlarının öne geçtiğini ileri sürdüğü konu üzerine yaptığı araştırma ile ortaya çıkan ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinden yola çıkarak sosyal medyada daha fazla olan ürün çeşitlenmesi bireyi cezbetmekte ve bu durumda harcamalarını arttırmaktadır. Alışveriş yapmak beyindeki mutluluk hormonu olan serotonin hormonunun artmasını sağlamaktadır. Bu yüzden çeşitlenen ürün yelpazesi bireyin artan ihtiyaçlarını giderdikçe bu durumdan haz duymaktadır. Sosyal medyada kontrol bireyde olduğu için bireyler kendilerini daha iyi hissederler. Bilindiği üzere Korona virüs salgını nedeniyle tedbir amaçlı vatandaşların mecbur kalmadıkça evden çıkmaması gerektiği tüm dünyada vurgulanıyor. Dolayısıyla bireylerin tüketim ihtiyaçları için sosyal medya pazarlamasına yönelmelerinde ciddi artışlar yaşanmaktadır. Pazarlama teorilerine göre sosyal medyalarda yapılan reklamların marka değerinin yüksek olması ve tüketicilerin kredi kartına kolay bir şekilde sahip olması, tükettikleri ürünlerle ön plana çıkmaktan haz alan tüketicilerin tatmin düzeyi yüksek olacak ve tüketim önemli düzeyde artacaktır. Bu gibi durumlar tüketicileri alışveriş bağımlısı haline getirecek, gereksiz harcamalarını artıracaktır. Kredi kartı sahibi olan bireylerin kart borçlarının ertelenmesinin verdiği rahatlıkla borçlarını bilinçsiz bir şekilde arttırmakta ve bu durum sonraki zamanlarda bireyi mutsuzluğu için bir neden olmaktadır. Sınırlı kaynakların sınırsız ihtiyaçların olduğu günümüz dünyasında var olan gelir adaletsizliği bireyi psikolojik ve fiziksel anlamda yıpratmakta iken bir de salgının bireyleri eve hapsettiği bu zaman diliminde artan bilinçsiz tüketim çılgınlığı ileriki dönemde toplumu sıkıntıya sokacaktır. Kısaca sürekli gelişen ve değişen dünyamızın bir sonucu olan sosyal medya kullanımı artmasının topluma yararlı faydaları olsa da birçok faktör eklendiğinde olası zararları da artmaktadır.
Bir dahaki yazıda görüşmek temennisiyle .