Siyasete demokratik tercihler değil; tarihî zorunluluklar yön vermektedir... Yakın tarihin en önemli olayı: Devlet başkanlığı sistemine geçiştir. Politika da onun üzerine inşa edilmektedir. Ak Parti icraatlarını dile getirirken, muhalefet memnuniyetsiz kitlelere hitap edecektir. RTE´den başka bir devlet başkanı seçmek, muhalefetin birinci hedefidir, bu yüzden aday belirlemede zorluk çekilmektedir. Bütün muhalefetin iç tutarlılığa sahip bir söylemde birleşmesi, her durumda zor gözükmektedir. Tek başına ?RTE gitsin de kim olursa olsun!? düşüncesi, bence ters etki yapar.
?Cumhur ittifakı? devlet başkanlığı seçiminde ibreyi RTE´den yana çevirmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ?çatı aday? olarak belirlenen kişide CHP ile ittifak yapan MHP, şimdi Ak Parti ile doğrudan seçim ittifakına girmiştir. Muhalefetin yeni ?çatı aday?ı, CHP ve İyi Parti ittifakıyla belirlenecektir. Bu aday kim olursa olsun, ortak siyasetin değil, geçici ittifakın ürünü olacaktır. Siyaset söylemle inşa edilir. Söylemin muhatabı, halktır. Halkın nabzını yakalama konusunda CHP´nin içten kaynaklanan hiç bir çabası olmadığı gibi, benimsediği tavır, iktidara değil, halka karşı algılanmaya daima müsait olagelmiştir. Söylem, günümüz dünyasında ve maalesef sosyal mühendislik gerektirebilir ama özünde inanılası özneler gerektirir. Mühendislik, tek başına tabanın iç dinamiklerini yönlendiremez, biçimlendirmesi zaten muhaldir.
Erken seçim beklenen bir şeydi, vaktinde yapılacağı söylenmesi bile erken seçime işaretti. Çok mu erken? Hayır, yetişse de keşke daha önce yapılsa. Şu an itibariyle on beş milletvekilli İyi Parti, mecliste ve bunu çeşit çeşit anlaşma arayışları takip edecektir. Bu arada gözden kaçmayan şey ise tabandaki hareketsizliktir. Seçmen hareketsiz ve heyecansız, bu ise belirlenmişliğe işarettir. Kamuoyu araştırma şirketlerinin işi de zor, çünkü iki başlı bir seçim var ve iki ayrı kompartımanda hesabı tutturmaları zorlaştı. Seçime bir hafta kala yapılacak olan araştırma sonuçlarına bakmak lazım, şu an hile ve hileli yönlendirme çok fazla?
Partilerin milletvekili sayısı mı önemli, devlet başkanının kim olacağı mı? İttifakların temel amacı devlet başkanı seçmektir. Yasama organı farklı telden çalsa bile "iktidar oyunu" tek başkanla kanunların esneme katsayısını yükselterek yürür. ?Uyum yasaları? adı altında yapılanlar ise icraatla ilgili yasaları büyük oranda halletmiştir. Devlet başkanlığı seçimindeki oylar ile milletvekili seçimi oylar arasında ciddi bir oransızlık olacağı söylenebilir. Kazanma ihtimali en yüksek aday RTE´dir; ancak, milletvekilliği seçimlerinde Ak Parti- MHP ittifakı aynı oyu muhtemelen alamayacaktır.
Bu seçim, devlet başkanlığı seçiminin tescili olacaktır. Muhalefet, ondan sonra Türkiye´nin sosyolojisini kavrayabilecek midir, kavrasa bile ?kimlik? noktasında nasıl bir açılım ve söylem getirecektir ileriye doğru anlaşılacaktır. CHP´de sosyal bilimci yoktur, seçmeni kaba bir hatta değerlendiren, anlama çabası göstermeyen mevcut kadrolarının ise miadını bu seçimden sonra dolduracağını düşünüyorum.
DEVLET BAŞKANI SEÇİMİ
Berat Demirci
Yorumlar