Ağaç baharla birlikte uç verirse fidan olur, boy verir, yeşerir. Kuşlar yeşeren ağaçların dallarında neşeli şarkılar söyler, insanlar gür dalları olan ağaçların altında dinlenir, konaklar. Yeşermeyen ağaç kütüktür. O da belli bir zaman sonra ya çürür ya da yakacak olur. Genç de fidan gibi bahar müjdecisidir. Bir derdi olan genç kendini öğrenmeye, okumaya, üretmeye, düşünmeye adar. Her adanış gence bilginin ve birikimin kapılarını açar. Birikim sahibi genç; geçmişini bilir, çağını okur, geleceğini şekillendirir. Kısaca gençlik hayatın baharda uç veren fidanıdır.
İnsanın varoluş gayesi Allah´a kul, Hz. Peygambere ümmet olmaktır. İnsanın görevi yaratılış gayesine uygun dolu dolu yaşamak, boş işlerden uzak durmaktır. Alparslan´a Anadolu kapılarını açan bu azim; Ertuğrul, Osman ve Orhan Gazi´ye beylikten bir cihan devleti halk eden iman; Selahattin Eyyubi´ye Haçlıları dize getirecek güç veren bu ideal, Sultan Mehmet´e Fatih sıfatı kazandıran bu ruh, Kanuni´yi Avrupa´ya taşıyan bu gayedir. İstiklal mücadelesinde Akif´i diyar diyar gezdiren bu derttir.
Genç, hedefini belirleyen, belirlediği hedef doğrultusunda emin adımlarla yürüyendir. Genç için bir davaya inanmaktan ve inandığı dava uğruna çalışmaktan daha zevkli ne olabilir. Başarmak çalışmanın meyvesidir. Hedefsiz insan, serseri ok gibi nereye gideceğini bilmez. ?Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez.?der, Montaigne? Ne yaptığını bilen genç ne yapacağını da bilir. Hedefine giderken önüne çıkan engeller hızını kesmez.
Asımın Neslinin yaşama gayesi vardır. Asımın Neslinin sarsılmaz bir davası, ulvi bir derdi vardır. Bu dert, insana bir derdim var, bin dermana değişmem, dedirten bir derttir. Bu mücadele lise ve üniversite çağındaki binlerce gencin Çanakkale´de yedi düvele karşı verdiği iman davasıdır. Bu dert Mehmet Akif´e memleket meselesi olduğu için eşini ve çocuklarını İstanbul´da bırakıp Anadolu´yu karış karış gezdiren vahdet davasıdır.
Akif, hayatın zevklerini bir kenara bırakıp başkalarının yasını tutan adamdır. Bir yetimin gözyaşını silen, düşenin elinden tutup kaldıran adamdır. O, vatan söz konusu olduğunda uykusu kaçan, halkı irşat için memleket memleket dolaşan dertli adamdır. Bu dert milletin derdidir.
Asımın Nesli, dünyanın her yanındaki masumların tek ümidi, mazlumların yegâne kurtarıcısı, zalimlerin korkulu rüyasıdır. Böyle ulvi bir gayesi olan genç kahve köşesine sığınabilir mi, boş işlerle uğraşarak vaktini harcayabilir mi, memleket meselesi olduğunda kendini düşünebilir mi?
Hedefe varana kadar durmak, yılmak, yorulmak yok; çalışmak var. Ey özlenen altın nesil, sen zalimlerin korkulu rüyası, mazlumların tek dayanağısın. Sen yaratılmışların en şereflisisin (eşrefi mahlûkatsın), bu sıfat seninle anlam kazanır. Unutma yollar seninle gidilir. Zafer seninle kazanılır.
GENÇLİĞİN HEDEFİ
Aziz Erdoğan
Yorumlar