Hayvanlar iktidar alanlarını kokularıyla çizerler.
Koku, işarettir; işaretten başka bir şey değildir. İnsanın pençesi, gagası, keskin dişleri yoktur ama bunların alayından daha vahşi davranabilme imkânı vardır. İnsanı kudretin, hayvanî iştah ve işaretlerini tanımak ve tanımlamak; bir sosyal bilimci için bugün ağır ve tehlikeli bir görevdir.
Tarihte iktidar alanının içindeki her şeyi, kendi işaretiyle damgalamayı varlık sebebi bilen -Firavun ve benzeri- yığınlarca kudret sahibi gelmiş geçmiştir. Arkalarında kan ve zulümden başka bir şey kalmamış; kendileri de kötülüğe timsal olmuştur.
Modern iktidar anlayışının "düzenleme sevdası" da böyle bir şeydir; bir tür firavunluğun ferdin üzerinde sistemleşmesi ve kudret sahiplerinin sistemle bütünleşmesidir. Bu bütünleşmenin dinîsi, lâdinîsi değil; tezahür farklılıkları söz konusudur.
Kudret sahibi olmak, mutlak anlamda modern iktidarın ahlakına tabi olmayı gerektirmez. Gördüğüm kadarıyla modern iktidarı din yahut başka bir ideoloji adına eleştiren ve günümüz dünyasında mahallî de olsa iktidar gücüne erişen nicesi insan ve topluluk; acımasızca bir düzenleme operasyonuna girişmiştir. Özellikle de din adına ve moderniteyi en sert biçimde eleştirerek, günümüz dünyasında kudret sahibi olanlar, kendilerini kutsayarak daha aşağı ve sert bir düzeyde dünyayı/iktidar alanını işaretlemekte, damgalamaktadırlar. İçlerinde taşıdıkları vahşet, iktidar ile herkesi korkutacak düzeyde ortaya çıkıyor. Deaş, Fetö başta olmak üzere en uçta yığınlarca örnek olduğu gibi; potansiyel olarak aynı özelliğe sahip ama riyakârca suret-i haktan görünen insanların, ekiplerin, STK´ların varlığı korkutucu bir düzeydedir.
İslamcılık adına zafermiş gibi takdim edilen nice lokal iktidar; öfke, kin ve nefret saçmakta ve canlı bir Firavun tipi çizmektedirler. Yönetmenin sahip olmakla bütünleştiği, sahip olmayı sürdürebilmek için ezerek, zulmederek boyun eğdirmeyi şiar edinen bu oluşumlar ve insanlar ile savaş; içinden geçtiğimiz yüzyılda erdemli olmanın tek göstergesidir. Bu ahlakın İslam toplumlarında alabildiğine hâkim oluşu, çok ağır travmalar yaşatmaktadır. Allah adıyla işlenen katliamlara, hak adına yapılan adaletsizliklere maruz kalmak acıdır ama sonuna kadar da direnmek gerekir. Ve direniş, tüm zamanlarda ve buğun evrensel boyutta insan olmanın gereği, eğer ayrıca bir üstün değer atfedeceksek mümin olmanın yegâne alametidir.
İKTİDAR İŞARETLERİ
Berat Demirci
Yorumlar