An itibariyle devleti ele geçirme ihtimaline sahip büyük boy bir yapılaşma ve tehlike ülkemiz açısından söz konusu olmayabilir ama dikey konuşlanmış ?devletçik?lerin oluşturduğu baskı gücü, kitleler için derin bir hoşnutsuzluk nedenidir. ?Devletçik? dediğimiz organizasyonlar aynı zamanda ?cemaatçik?tirler ve son derecede etkindirler. Devletle, bazı durumlarda ?Devlet Başkanı? ile arasının çok iyi olduğu intibasını veren din adamı pozisyonundaki şahıslar, manevî kültür göstergelerini dünyevî alanda alabildiğine kullanmaktadırlar. Dini özgürlükler adına halkın elde ettiği kazanımlar, bunlar için yatırım aracı olmuştur.
Zikir halkası yahut ilim meclisi gibi göstergeler, dinin gösterge değerinin yüksek olduğunu gösterir. Kıymetli olanın taklidi yapılır, ?-miş gibi?nin gerçekte bir değeri olmamasına rağmen, maddî çıkar ve kudret boyutuna katma değer işlevi yüksektir. Halkaların merkezî gayesi çıkar olduğu gibi, merkezde yer alan kişilerden, dışa doğru da bir alıcı kitle söz konusudur. Bu çıkar halkalarının devlet içindeki kadrolaşmaları, onları farklı bağlantıların alanı haline getirmekte ve kuvvetlendirmektedir. Zihniyet ve yaşam tarzı itibariyle birbiriyle uyumlu çıkar ortaklıkları içerisinde, şaşırtıcı düzeyde her çeşit insan yer bulmakta, pozisyon alabilmektedir. Eylem ve davranışlar açısından vicdanî ve irfanî hiçbir yanı olmayan örgütlü ve dinle tanımlanma kolaylığı taşıyan yapılar; kolayca ?salkım sistemi?ne dönüşebilmektedir. Üzüm salkımının en ucunda yer alan tane ile kökte yer alan tanelerin teması en yakınıyladır.
Merkezde yer alan kişilerin davranış yönüyle hiç birinin kişilik olarak bir diğerinden tefrik edici tek bir özelliği yoktur. The Cemaat için benzer şeyler söylenmiştir ama bu yapıların etki alanının merkezleriyle sınırlı olmadığı da filen yaşanmıştır. Farklı psikolojik ve sosyo-ekonomik nedenlerle yapılar, salkımın dışına doğru da hacim kazanır. Hayatın farklı alanlarında örtük şiddet ve huzursuzluk yaratan dinî göstergelerle kendilerini tanımlayan yapılar, din adına elde edilen özgürlüklerin ileri derecede istismarına dayanır. İktidarın kazandırdığı özgürlük, seküler alanda dine kafes olmaktadır.
Demokrasinin açtığı yolun, 15 Temmuz´da tıkanması engellenmiştir. Ancak bunun din adına olumlu ve özgürleştirici bir etkisi olmamıştır. Tehlikeli bir biçimde FETÖ´yle iltisaklı olmamaları tamamen kaderle izah edilebilecek kesimlerin sivil alanda etkin olmalarının yolu açılmıştır. Bu yoldan yürüyenlerin iltisaksızlıkları şeklîdir; terminoloji, bürokratik destek boyutu ve ?güncel materyalist? oluş itibariyle aynıdırlar. İltisaklılar öyle ya da böyle atıl pozisyondalar; iltisaksızlar ise aktif bir şekilde her işin içinde ve başındalar. Yolları tıkananlarla, yolları açılanlar: davranış, iman ve idrak zemininde "tekerin kesiği" diyecek derecede simetriktir.
İLTİSAKLILAR VE İLTİSAKSIZLAR
Berat Demirci
Yorumlar