Zor anlar ve zor yazılar vardır. Bence en zor an sizden önce göçen bir sevdiğinizi, bir dostunuzu yola vurmaktır. Zor yazı ise, hakkında yazı yazmaktır. Allah kalanlara uzun ömürler versin, ağabey dediğim nesilden son yolcu ettiğimiz Kadir Ağabey oldu. Geleneğimizin dile vuran bir güzelliğidir: ?Öldü!? demeyiz göçenimize, ?Sırlandı!? deriz. Kadir Ağabeyimiz de sırlandı. ?Allah sıralı ölüm versin!? derler ya, devran döndü ?keşik? de bizlere doğru yaklaştı.
Allah selamet versin Doğan Erdinç vakıflar bölge müdürüyken yılda bir kez Revak künyeli bir dergi çıkarıyordu. O dergide pek kıymetli aşina kalemler yanında Kadir Üredi imzalı bir yazı gördüm. Sordum, ilk kez yazdığını ve demiryollarından emekli olduğunu söylediler. Müjgan Üçer Hanım, onu yazarlığa azmettirmiş, böylece nadide ve orijinal bir yazara kavuşmuştuk. Revakın diğer yazılarında da yazdı ama hiç görüşmedik. Ta ki, Hayat Ağacı Dergisi çıkıncaya kadar? Orada tanıştık ve kaynaştık. Samimiyetin tecessüm etmiş biçimiydi Kadir Ağabey. Sonra Hayat Ağacı´ının en sağlam köklerinden oldu?
Hayat Ağacı, Kadir Üredi´nin yazarlığını kuvveden fiile çıkardı. Başta Tekin Şener ve Mehmet Ali olmak üzere Hayat Ağacı´nın bütün kademesinin ?Kadir Amcası? olmuştu. Şehrin taşına toprağına, penceresine pervazına âşıktı adeta? Şehri gezmeyi severdi? Bir gün yürümekten yorulmuş ve ellerini dizlerine dayamış, uzaktan bir şey düşürmüş de arıyormuş gibi gözükmüş demek ki... Bir hanım, ?Amca ne yitirdin, yardımcı olayım!? demiş. Kadir Üredi merhum, ?Sivas´ı yitirdim, onu arıyorum!? cevabını vermişti. O yitirdiklerimizden üç tane kitap çıktı? Dostlarımızla görüşmesek bile canlarının sağlığı emniyet ve huzur vermektedir. Her dostun irtihali ise, ahbaplarını daha derin bir yalnızlığa sevk etmektedir. Kadir Ağabey´in, sosyal hayatı çok canlı olmayan pek çok dostu, şimdi daha yalnızlaşmıştır.
Bir grup arkadaşla beraber bir köye gitmiş, köyün altını üstüne getirmiştik. O birkaç saatte, her ayrıntıya takıldık ve üzerine bol bol konuştuk. Olağanüstü bir dikkat ve rikkat sahibiydi. Ayrılırken, derin bir nefes çekerek köyün kokusunu içime doldurdum, bunu Kadir ağabey fark etti ve tatlı tatlı gülümseyerek, ?Gardaş, çok uzun zamandır mahrumduk, bu sayede köy kokusunu tazeledik!? dedi. Çok hoşuma gitti. Yıllar önce bir yazar arkadaşa, ?Hükümet Sarayı´nın arkasından geçerken paytonlar aklıma geliyor ve kokularını özlüyorum!? dediğimde; ?Başka özleyecek bir şey bulamadın mı?? cevabını almıştım. Kadir Ağabey´e onu naklettim ve ?Deli misin, insan özlemez mi?? dedi. Fark eden oldu mu, bilmem, benzer durumlarda Kadir Ağabey hep, ?Deli misin´? der, hayranlık ve hayretini dile getirirdi. Ha demeden hayran olan ve hayreti ve gayreti çok yüksek bir gönül adamıydı.
Bir de çok tatlı bir tebessümü vardı, hep o tebessümle hatırlayacağım. Dilerim "sıdkınan" sevdiğin şehirle mukayese edilmeyecek güzellikte bir şehirde yaşarsın ötede, değerli ağabeyim. Seni ?sıdkınan? sevmiştik.
Gani gani rahmet dilerim...