(1) ?Köroğlu´nun Döne Hanım´ı Kaçırması Kolu?nu bize Aşık Gafilî anlatmıştır. Gafilî, 17. 11. 1934 günü, Şarkışla´nın Maksutlu köyünde doğmuştur. Nüfus kimliğinde 1937 yazılıdır. Asıl adı Hacı Ozan´dır. Kuddusi ve Zekiye´nin oğludur. Babası da kendisi gibi halk şairidir, ancak ondan elimize bir şiir geçmemiştir. Ailesi köyde Aşık Osmanoğulları sülâlesi olarak bilinir. İlkokul tahsilini köyündeki okulda yapmış (1949) ancak daha ilerisini okuyamamıştır. 1954 yılında ailesi Sivas´a taşınmıştır. 1955 yılında işçi olarak Sivas Çimento Fabrikasına girmiştir. 1956 yılında, iş kazası sonucu babasını kaybetmesi üzerine ailesinin geçimi üzerine kalmıştır. Askerlik hizmetini 1957-1959 yıllarında Ankara Muhabere Okulunda ve Konya´da yerine getirmiştir. Sosyal bir cephesi vardır. Hayatı boyunca sendika ve çeşitli derneklerde çalışmıştır. Zayıf, orta boylu ve herkesin iyiliğini düşünen, dürüst birisidir. İçki, kumar gibi kötü alışkanlıkları yoktur. Başından üç evlilik geçmiştir: Hatice (1956-1963 ayrılık), Nazife (1963-1991 ölüm), Döndü (1991- ). Hacı Ozan´ın ikinci eşinden iki oğlu beş kızı olmuştur. 1980 yılında emekli olan Hacı Ozan 24 Nisan 2004 günü Sivas´ta vefat etmiştir. Mezarı, Yukarı Tekke Mezarlığındadır. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi Gafilî´nin babası Kuddusî de şairdir. Onun bu yola girmesinde irsiyedin ve sanat ortamının büyük rolü olmuştur. Daha ilkokul çağlarında şiirler yazmış, babasının ve çevresindekilerin takdirini kazanmıştır. İlk şiiri 1975 yılında ?Çimse? gazetesinde yayımlanmıştır. Sivas´ta yapılan pek çok sanat faaliyetine katılmıştır. Daha ziyade yüz yüze geldiği Baharözlü Feryadî, Bekir Kılıç, Tuzla köylerinden olan Yakup adlı âşıklardan etkilenmiştir. Gafilî´nin şairliğinin yanında hikâyecilik cephesi de olup Tahir ile Zühre hikâyesini anlatmıştır. Tahir ile Zühre´den başka Köroğlu´nun kollarını da bilmekteyken, devamlı anlatmadığı için unutmuştur. Bu hikâyeleri babasından öğrenmiştir. Hemen her konuda şiiri vardır. Şiir tekniği güçlüdür. Kullandığı Gafilî mahlasını kendisi seçmiştir. Zaman zaman irticalen şiirler de söyleyebilen Gafilî, usta olmamakla birlikte saz çalmaktadır. Öğrendiği ve anlattığı hikâyeler ile ilgili olarak bize şunları anlatmıştır: ?Daha ilkokul çağında iken babamdan öğrendiğim hikâyelerin çoğu, her zaman anlatmadığım için hafızamda kalmadı. Tahir´le Zühre hikâyesiyle Köroğlu´nun iki kolunu anlatabiliyorum. Biri Köroğlu´nun Döne Hanım´ı Kaçırması Kolu, diğeri de Köroğlu´nun Kırat´ının Kaçırılması Kolu´dur. Bunları babamdan öğrendim. Babam da Aşık Vehbi vardı ondan öğrenmiş.? Aşağıya kaydettiğimiz metin, sağlığında Gafilî´nin kendisinden derlenmiştir. ???.. Köroğlu, keleşleriyle beraber Çardaklı Çamlıbel´de yaşıyordu. O civarda kim varsa herkes ondan korkardı. Bolu Beyi´nin bundan rahatı kaçtı. Kendi kendine dedi ki: -Ben bunun babasının gözlerine mil çektirdim. Bu er geç gelip benden intikamı alır. Bir emir verir: -Kim Çardaklı Çamlıbel´e gider de Köroğlu´nu getirirse, onun dünyalığını vereceğim, kızım Döne Hanım´ı da ona vereceğim. Bolu Beyi´nin yakınlarından Döne Hanım için yanıp tutuşan Ahmet diye bir delikanlı var. Ama akrabası olduğu halde bir türlü durumu açıklayamıyor. Bunu fırsat bilerekten Bolu Beyi´nin huzuruna çıkar. -Amcazade! Ben sizin dediğiniz kişiyi, Köroğlu´nu, Çardaklı Çamlıbel´den getireceğim. Der ki: -Köroğlu´nu tek başına sen getiremezsin. DEVAM YARIN