Bir gün sonra: 103.yaşından gün alan Cumhuriyet ve Anadolu’nun kalbi
Tam 102 yaşında bir çınar Cumhuriyet…
Bir günde ilan edildi ama bir günde oluşmadı.
O çınarın gövdesi, yüzyılların fırtınasından, savaşından, yoksulluğundan beslenerek kök saldı bu toprağa.
Ben bugün, Cumhuriyet’in 102. yılının ertesi gününde, gönlümdeki fırtınalara engel olamadan yazıyorum bu satırları.
Bir Anadolu isyanının, bir direnişin, bir yeniden doğuşun ardından kuruldu Cumhuriyet.
Ve o Cumhuriyet, asırlarca yalnız bırakılmış, sürgünlerle, göçlerle, yoksullukla sınanmış Anadolu’nun kaderini değiştirdi.
Bir zamanlar “sürgün yurdu” denilen Anadolu, Cumhuriyet’le birlikte bir “kurtuluşun yurdu” oldu.
Ben bugün, o kurtuluşun ateşinin harlandığı yerden, Sivas’tan yazıyorum.
Elde yok, avuçta yokken; demir yolu bile bir hayalken, Cumhuriyet’le birlikte bir “fabrikalar şehri”ne dönüşen Sivas’tan…
Kısa zamanda bir fabrikası dahi olmayan Sivas'ta Cer Atölyesi’nin çekiç seslerinden, çimento fabrikalarının bacalarından, ray fabrikalarının kıvılcımlarından, dikimevlerinin alın terinden yükselen bir emeğin sesidir bu topraklar.
Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil;
bir inançtır,
bir umuttur,
bir yeniden doğuştur.
Ve bu doğuşun nabzı, Sivas Kongresi’nden itibaren Anadolu’nun her köşesinde atmaya başlamıştır.
Bugün, o nabzı hâlâ duyabiliyoruz.
Her okulda, her atölyede, her üretim bandında, her tarlada Cumhuriyet’in sesi yankılanıyor:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Cumhuriyet 102 yaşında ama biz her gün yeniden doğuyoruz onunla.
Her yıl dönümü, sadece bir kutlama değil; bir hatırlayış, bir borç ödeyiştir.
Kurtuluşun ve kuruluşun aziz hatırasına, emeğine, cesaretine saygı duruşudur.
Ve bugün, Cumhuriyet’in ertesi gününde;
Bir çınarın gölgesinde, bir fabrikanın bacasında, bir öğretmenin kaleminde, bir çocuğun gülüşünde yeniden filizleniyor o çınar.
Anadolu’nun kalbinden, Sivas’tan selam olsun 103. yaşına doğru yürüyen Cumhuriyet’e…
Ve selam olsun ülkenin bu zorlu günlerinde, düşmanın yurdu çepeçevre sardığı bugünlerde yine aynı kurtuluş reçetesini gönlünde saklı tutanlara ve mücadeleye her daim hazır olduğunu hissettirenlere…
Vesselam…