TEMEL DEĞERLER “MİLLET”-4
Türk Milleti, her daim amaçları olan ve bu amaçları gerçekleştirmeyi kendisine ilke edinen idealist bir millettir. Asırlarca “İ’la-yı Kelimetullah için Nizam-ı Alem” davası uğruna, dünyanın yarısına hakim olarak insanlığı; nimetlerin en değerlisi olan İslam’la (Kur’an ile) buluşturmuştur. Türk toplumu yediden yetmişe bu gaye etrafında kenetlenmiştir. Türk Milletinin gerek bireysel gerekse toplumsal olarak gerçekleştirdiği her türlü düşünsel, eylemsel faaliyetlerin ana teması ve ortak nihai amacı bu hedef doğrultusunda olmuş ve yaşanmıştır. Bu toplumsal hedefin başarıya ulaşması sonucunda Türkler, bir “Cihan Devleti” hüviyetine kavuşmuştur. Öyle ki tarihçiler, 15. Ve 16. Yüzyıl için “Türk Yüzyılı” demişlerdir. Bu dönemlerde sadece Osmanlı değil, diğer Türk devletleri de altın çağlarını yaşamışlardır. Bundan dolayıdır ki toplumsal hedefler; bir millet için oldukça önemlidir ve milletlerin medeniyet yolundaki gidişatını, kaderlerini tayin ederler. Bir toplum için ortaya geniş kapsamlı, herkesçe kabule şayan bir hedef konulabilirse; artık toplum bireylerinin hayatlarında hemen her şey o hedefe göre şekil alır. Davranışlardan, düşüncelere, alınan kararlardan, eylemlere kadar her şeyle o hedefe odaklanılır. Ülkedeki her birey, her grup, her kurum ve kuruluş o hedef doğrultusunda çalışmalarını, inancının vermiş olduğu manevi bir kudretle anlamlandırarak daha bir özveri içerisinde gerçekleştirir. Bir hedefe, bir davaya, bir düşünceye inanılmadan yapılan çalışmalarda ortaya ne özgün fikirler ne de özgün ürünler konulabilir. Yapılan işler amaçsız olduğu için insanların hedefleri de o ölçüde ancak “günü kurtarma” derdinde olmaktadır.
Günümüz dünyasında söz sahibi olan ülke ve milletlerde de durumun bu şekilde olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Bu başarının temelini, ülkelerin kendi toplumsal hedeflerine olan bağlılıklarında görmekteyiz. Kimi ülkelerin toplum adına sundukları “toplumsal hedefleri”, evrensel doğrularla ve değerlerle çelişse bile halk, ülkesinin çıkarları uğruna bu hedefler doğrultusunda kenetlenebilmektedir. Örneğin; ABD’nin yıllardır değişmeyen toplumsal hedefi “Amerika çıkarları her şeyin üstündedir” algısı olmuştur. Ve bu hedef ABD de yaşayan herkesin öncelikli tavizsiz hedefidir. Bu uğurda dünya cehenneme çevrilebilir, atom bombası kullanılabilir, insan hak ve özgürlükleri ihlal edilebilir, dünyanın diğer bir ucuna savaşlar açılır, yeni yeni sömürü ve pazar alanları listeye eklenir vs.vs. Hiçbiri ABD’nin çıkarlarından önemli ve üstün değildir. İsrail devleti öncülüğünde tüm Yahudilerde de etkin ve geçerli olan yegâne toplumsal hedef, “Arzu Melud” dür. Sözde Allah tarafından Yahudilere vaat edilmiş olan topraklardır. Şu an İsrail, bu hedef uğruna herkese kafa tutmakta ve adım adım ilerlemektedir. Bunun yanında Japonlar gibi diğer ülkelere örnek olmuş bir milletin toplum olarak nihai hedefi ise “Japonya’nın güvenliğini ve büyümesini sağlamak” olmuştur. Bu uğurda Japonya, her fırsatta dünya barışına katkıda bulunmuş; üstün çalışkanlık özellikleriyle bilim ve teknoloji alanlarında çığır açarak insanlığı kendilerine hayran bırakmışlardır.
“Devamı Haftaya”
