11 Kasım 2025
weather
15°
42,2450 %0,23
48,8986 %0,44
5.620,92 % 0,68
Ara

Yüksek enflasyon karşısında ezilen toplum!..

YAYINLAMA:

2025 yılının son çeyreğine girerken Türkiye ekonomisinin nabzını tutan en kritik göstergelerden biri yine enflasyon oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ekim 2025 verileri, fiyat artışlarının hız kesmeden devam ettiğini bir kez daha teyit ediyor.

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık bazda %32,87, aylık bazda ise %2,55 oranında arttı. Bu, sadece bir istatistik değil; mutfaktan kiraya, ulaşımdan temel ihtiyaçlara kadar her alanda hissedilen bir yaşam maliyeti gerçeği.

Verilerin detayına indiğimizde tablo daha da netleşiyor. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık artış %34,87, konutta ise %50,96 seviyesinde. Yani barınmak ve beslenmek, her geçen ay daha pahalı hale geliyor. Üstelik bu iki grup, hane bütçesinin en büyük payını oluşturuyor.

Kira ve konut harcamalarındaki bu yüksek artış, zaten kronikleşmiş olan barınma krizini daha da derinleştiriyor. Gıdada ise aylık %3,41’lik artış, tüketicinin alım gücündeki erimenin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Market raflarındaki her etiket değişimi, istatistiğe dönüşmeden önce sofralardaki porsiyonları küçültüyor.

Dikkat çeken bir diğer unsur, enerji, alkollü içecekler, tütün ve altın gibi oynak kalemler çıkarıldığında bile yıllık enflasyon %32,52. Bu, fiyat artışlarının sadece dışsal ya da geçici faktörlerle açıklanamayacağını gösteriyor. Temel mallar ve hizmetler genelinde kökleşmiş bir fiyat baskısı var.

Başka bir ifadeyle, enflasyonun yapısal bir zemine oturduğu bir dönemdeyiz. Bu da para politikası, maliye politikası ve gelir politikalarının koordineli bir biçimde yürütülmesini zorunlu kılıyor.

Yüksek enflasyon, sadece tüketicinin değil, aynı zamanda kamunun ve özel sektörün de hesaplarını alt üst ediyor. Bu oranlar, memur ve emekli maaş zamlarından kira tavanlarına, bütçe planlamasından kredi politikalarına kadar birçok kararı doğrudan etkileyecek.

Merkez Bankası açısından tablo net: fiyat istikrarı hedefinden hala uzak bir noktadayız. Hükümetin ise sosyal destek mekanizmalarını güçlendirmesi, hane halkını en azından temel ihtiyaçlar düzeyinde koruyacak önlemleri devreye alması gerekiyor.

TÜFE’deki artış, sadece ekonominin teknik bir göstergesi değil; her vatandaşın günlük yaşamına doğrudan temas eden bir sorun. 2025’in son çeyreğinde açıklanan bu rakamlar, Türkiye’nin hala yüksek enflasyon sarmalında olduğunu ve bu sarmaldan çıkışın kısa vadede kolay görünmediğini ortaya koyuyor.

Üstelik, upuzun bir kış içerisine girdiğimiz bugünlerde artık geçimin zorluğu daha fazlasıyla kendini gösterecek, özellikle enerji bakımından… Artan doğalgaz ve artan elektrik faturaları bu konuda oldukça can yakacak…

Ekonomik istikrarın yolu, güvenin yeniden tesis edilmesinden, öngörülebilirliğin sağlanmasından ve üretim maliyetlerini dizginleyecek yapısal adımların cesurca atılmasından geçiyor.

Sonbahar serin, ama fiyatlar hâlâ sıcak.

Vesselam…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *