Bir koku sizi alır götürür uzaklara, seçeneklerin az olduğu bir zaman diliminde çocukluğumuzu yetişkinliğin yüreğine teslim ettik. Kolonya seçeneği de bir çok şey de olduğu gibi çeşitliliği azdı, en azından varsa da bizim eve her bayram limon kolonyası girerdi. Bir iğne yardımı ile açılırdı, bir test döküşünden sonra bayram için temizlenen salonun baş köşesinde şekerliğin hemen yanında yerini alırdı. Öyle bir iki kilo şeker alınmazdı bizim haneye, her şeyden çok alınır, çok yapılırdı. Babaannem tahtanın başına geçer çarşaf çarşaf tatlı için hamur açardı. Annem yanında tepsi tepsi tatlıları hazırlardı. Kaç tepsi inanın hatırlamıyorum özel kocaman bir tepsi de ilaveten hazırlanır mahalle fırınında pişerdi.
Neden bu kadar hazırlık vardı, mahallenin bakkal amcası dedeniz ise hazırlık da böyle koşuşturmalı olur. Kimler gelmezdi ki, bakkala ekmek getiren fırıncı abiler, gıda getiren toptancılar, ilişkilerin sadece ticari değil insanı yönünün zengin olduğu bir dönemdi. Ne güzeldi 90’larda çocuk olmak. Hiç ev boş kalmaz, dedemin ve babaannemin yeğenleri kardeşleri ile dolu dolu geçen bir bayram. Bize çok şey kattı bu bayramlar insan ilişkileri anlatılmadı, ilmek ilmek işledi bize. O zaman öğrendik insan insana lazımdı ve sevinçler paylaştıkça çoğalırdı. İkram etmeyi öğrenirsin bayram da sadece tatlıyı, sarmayı değil, özenle seçilmiş güzel sözü de ikram edersin karşındakine. Durulur insan insanla.
Kahvenin sıkça tüketilmediği bir dönem, öyle şimdi ki gibi her evde her an olan bir şey değil. Kahve alınır. Özenle cam kavanoza boşaltılır nemlenmesin diye özen gösterilirdi ve bayram da kadim dostlara kahve pişirilirdi, hiç taşırmadan. Belki 40 yıl hatır biçilmesi de oradan geliyordu. Nadir içildiği için, bayram gibi özel anlar da dostluklara eşlik ettiği için, eski kahveler bile bir başkaymış demek ki, 40 yıl hatır bırakırmış insan da. Şimdi kahveler bile vefasız, sanki limon kolonyası da eskisi gibi istekli kokusunu saçmıyor yedi düvele.
Çocukluğunuz sizin arka bahçeniz,mahreminiz. oraya ait olan her şey güzel. Çocukluğun en iyi yönlerinden biri de sorumluluğunuzun az olmasaydı belli tek kaygınız elbisem yeni olsun ayakkabım kırmızı , sanki her arefe şeker toplarım avuç dolusu . AREFE ÇİÇEĞİ OLMAK!ne güzel bir masumiyetti .
Bayram en çocuk kalplere iştirak eder, çocuk yüreğiniz bayramla sevindiği ise yaşınız kaç olursa olsun bayram her vakit hoş gelir size. O vakitler çocukların ellerinde teknolojik aletler yoktu henüz, o yüzden kolonyayı misafirlere dökmek şekeri ikram etmek de kalifiye bir iş idi. Pandeminin çelişkili dönemine denk gelen bu güzel bayramlar bizi biraz mahzun bıraktı, her şey insanla güzel her şey paylaşınca güzel.
Bir limon kolonyası kokusu geliyor, uzaklardan burnuma dedemin misafirleri sanki bir köşe de hatır soruyor, kahve eşliğinde. Babaannemin sarı burması ikram edilmek üzere şerbetleniyor . .
Bu bayram yine hatıralar ile geçecek belli ki. Allah’ım gelecek bayrama bizi ulaştırır ve afiyet ver.