Eski Sanayi, çocukluğumuzun sanayisidir.
Kentleşmeye henüz adım atan bir şehirde sanayi dediğimiz ne varsa oradaydı. Sanayici sayısı artınca da dere yatağının öte yakasına geçildi.
Mekânlara ve insanlara alışıyoruz galiba?
Ben, yapılacak bütün işlerde öncelikle eski sanayiyi tercih ediyordum. İnsanlar ve mekânlar aşinamızdı?
Nereden estiyse, anlaşılmaz bir süratle eski sanayiye yıkım ekibi birden bire daldı?
?Gizli El? yine yapmıştı yağacağını?
Bazıları kapandı, bazıları yerle bir oldu, az sayıda işyeri kaldı.
Şu an ise tarafeyn için tam bir belirsizlik söz konusu?
Üzerine ne yapılacağını gösteren, dört gökdelenli, bol yeşil alanlı bir taslak çizilmiş, kamuoyuna sunulmuştu. Her sıradan mimarın çiziktirebileceği bir taslak?
Müstakbel dairelerin fiyatı daha şayiası başlar başlamaz tavan yapmıştı? Kentin ?kirli çıkı? zengininin bolluğunun farkındaydım ama bu kadar aç gözlü, fırsatçı olduklarını tahmin etmezdim, görmüş olduk.
Emlak fiyatlarının çok yüksek olduğu bir şehir burası, bakmayın bizler kıymetini bilmiyoruz. Kızılırmak sahilindeki kanalizasyon parfümlü katların fiyatına, Akdeniz sahillerinde dubleks daireler alınır?
Önceki belediye ekibinin de yıldızının kaydığı andı Eski Sanayi yıkım projesi(!)?
Şimdiki belediye ise dükkân sahiplerinin pes etmesini bekliyor? ?Er ya da geç kucağımıza düşecekler!? bekleyişidir bu!
Ben ise kentte hiç olmayan bir şey teklif edeceğim?
?Köstebek Evler? filan değil, daha müthiş bir proje?
Memleketimizi bir anda dünya gündemine oturtabilir?
Şaşırtabilir herkesi?
Bir mezarlık projesi?
Şimdi kentin güzideleri, ?Biz dünyayı çok sevdik/Ölüm bizden uzak olsun!? şarkısını koro halinde söylemeye başlarlar.
Olsun!
Ölüm çok yakındır herkese.
Projem: Dünyada ilk defa modern kent mimarisine uygun bir mezarlık olacak. Gerçekleştirilebilirse modern mimari ile mezarlık arasında, kentsel dönüşüm ile kentsoylular arasında olağanüstü bir kesişime imza atmış oluruz? Fikrimi cömertçe açarken bir yandan çalınabileceği endişesi de var ama olsun. Söz, bir hak talebinde bulunmayacağım, buluşuma karşılık bir kabirlik toprak bile istemem? Gücüm yetmez ve zaten sıradan bir insan olarak sıra mezarlığından başkaca bir talebim olamaz.
Gücüm yetmez dedim, çünkü bu şaheser müstakbel mezarlığa çok üst düzey gelire sahip olan insanlar defnedilebilir. Metrekaresi meselâ 10000 Euro filan olabilir, arsa fiyatlarını çok bilmediğim için öylesine söyledim?
Adı ?Berzahistan? olacak?
Her şeyi ayrıntılı düşündüm. Meselâ, kentin en büyük kuyumcusunun mezarı altın kaplama? En büyük müteahhidinin mezarı rezidans biçimli. Belli bir hiyerarşi içinde, eşrafına ve şerefine göre böyle böyle konuşan hece taşları?
Hayal edin: Yerin altına doğru ve yerin üstüne doğru çok katlı mezarlar ki, her biri muhteşem bir türbe gibidir. ?Yeme de yanında yat!? dedirttiren bir vaziyet yani. Kentin yeni zadegânı kalabalığa karışmadan gelir, yanlarında birer de hafız getirip gürül gürül geçmişlerine hatim indirirler.
Modern bir kentin merkezine, gökdelen yerine ?Yerdelen? (mezarlık) kondurmak, ?modernite ve ölüm? ilişkisine ilk defa metropoliten bir açılım kazandırır. Her yeni yerleşim birimine bir adet ?berzahistan? yeri ayrılabilir. Benim gerçekleştirilebilir uçukluğum, ölüleri kül edip kavanoza koymaktan daha insanî bir gelecek değil midir? Proje dedimse sözün gelimi dedim, bu işi ancak usta bir mimar yapabilir ve şöhretine şöhret katar, beynelmilel ödüller bile alabilir.
Şaka lan şaka?
Korkmayın!
Canım sıkılır bazen, oturur böyle yazılar yazarım?
Müslümanların şehrinde hiç böyle proje olur mu?
Siz hazır olun?
Parayı denkleştirin ve bekleyin?
Eski Sanayinin arsası üzerine yüksek getirili ve Aksu Nehri´ne nazır dört gökdelen nasıl olsa dikilecektir. Açık artırma muhtemeldir, çakın ve alın!
Dünyada mekân, ahrette iman!