Sivas ekonomisinin can damarlarından biri olan otomotiv sektörü ve ikinci el araç piyasası, 2026 yılına umutla başlamasına rağmen beklenen hareketliliği bir türlü yakalayamadı. Kent genelindeki oto galericiler siteleri ve açık pazarlar, geçmiş yılların hareketli atmosferinden uzak, derin bir sessizliğe bürünmüş durumda. Vitrinler araçlarla dolu olsa da, alıcı bulmanın zorluğu sektör temsilcilerinin ortak şikayeti.
Yüksek faiz alıcıyı vurdu
Piyasadaki durgunluğun en temel nedeni olarak, finansmana erişimdeki zorluklar ve yüksek kredi faiz oranları gösteriliyor. Bankaların taşıt kredilerinde uyguladığı faizler, özellikle orta ve alt gelir grubundaki alıcıların bütçesini zorluyor. Geçmişte düşük faizli kredilerle canlılık kazanan piyasa, şimdilerde nakit sıkışıklığı nedeniyle adeta kilitlenmiş durumda. Satıcı, enflasyon ortamında fiyatları belirli bir seviyenin altına çekmek istemezken, alıcı ise mevcut faiz oranlarıyla bu fiyatları karşılayamıyor. Bu ikilem, alım-satım işlemlerinin önündeki en büyük engel olarak öne çıkıyor.
Beklentiler ve acı gerçek
2024 yılı sonundaki dengelenme belirtileri, 2025 için sektörde iyimser bir hava oluşturmuştu. Ancak Sivas'taki piyasa, genel ekonomik görünümden daha sert etkilendi. Yatırım aracı olarak otomobil tercihinin azalmasının yanı sıra, "ihtiyaç odaklı" alımların bile ertelenmesi, ticaret hacmini daralttı. Bu durumun somut bir göstergesi ise noterlerdeki araç devir işlem sayılarında yaşanan gözle görülür düşüş. Rakamlar, piyasada arzın bol, ancak reel talebin ve alım gücünün oldukça sınırlı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Piyasa nefes almayı bekliyor
Sivas oto galericileri, bu durgunluğun aşılması için öncelikle finansman maliyetlerinin düşürülmesi ve ekonomide genel bir istikrar havasının oluşması gerektiğini belirtiyor. Mevcut şartlar devam ettiği sürece, piyasanın kendi içinde bir toparlanma yaşamasının zor olduğu ifade ediliyor. Hem satıcıyı hem de alıcıyı zor durumda bırakan bu kısır döngü, sektör paydaşlarını tedirgin ederken, Sivaslı tüketiciler ise daha uygun koşulların oluşmasını beklemeye devam ediyor. Önümüzdeki dönemde alım gücünü artırıcı adımların atılması, bu sessizliği bozmak için kritik önem taşıyor.